24 Temmuz 2011 Pazar

Hep Böyle Olur Zaten

Üç günümüzü de böyle geçirdik. Okullar açılmadan önce Samara'yla alışveriş yapmak istedik. Ve Beverly Hills'e gittik. Chanel, Jimmy Cho, Bebe, Valentino, Louis Vuitton, De Beers, Juicy Couture ve daha milyonlarca mağaza...


-"Burası cennet gibi.."dedi Samara
-"Konyadan çok farklı.."dedim gülerek
-"Aaa şu elbiseye bak..!"dedi Samara. Bir sürü şey aldık.
-"Beverly Hills çok pahalı.."dedim
-"Ah...Ama çok güzel bir havası var.."dedi Samara
-"Ve yakışıklıları fazla yakışıklı.."dedim
-"Ve abur cuburları organik.."dedi Samara. Gezmeye devam ettik.Bir sürü şey aldık. Eve geldiğimizde iki yavru köpek bize koştu.

-"Justin.."dedim sevinçle
-"Köpeklere bayılıyorum.."dedi Samara. Bende çok sevinmiştim.
-"Kızlar köpek güzel kötü olan okul.."dedi Justin
-"Bizde gitmek istemiyoruz.."dedim
-"Hayır o değil. Okul üniform..."dedi Justin
-"Ne..?!!!"diye çığlık attı Samara
-"Hayır.."dedim
-"Gidiyor siz özel okul Özel okullar üniform. Devlet okullar serbest..."dedi Justin. Köpeklerle vakit geçirdik. Ve Justine veda ettik. Yarın okulun ilk günüydü.

California'da Randevu

-"Girls..! Open the door..."dedi Justin
-"Who are you.?"diyen bağırdı Samara
-"I'm Justin... Justin bieber..."dedi Justin
-"Who is Justin Bieber..?"dedi Samara
-"Hey.! Samara ..!"dedi Justin
-"Aç kapıyı Samara.."dedim. Ve Samara kapıyı açtı. Justin pijamalarıyla girdi. Saçlarını yapmamıştı. Farklı ve şirin görünüyordu.

-"Günaydın.."dedi ve yanıma geldi. Yatağa oturdu. Samara üstümüze atladı ve Justine vurmaya başladı
-"Kalk yataktan seni pis sapık..!"diye bağırıp vuruyordu. Justin kaçmak için çabalıyordu. Ben ise şok  olmuştum. Justin aradan fırtlayıp odadan kaçtı. Ben gülme krizine girdim. Üstümüzü giyinip aşağıya indik. Kahvaltı hazırlanmıştı. Yerken sohbet ettik. Menajeri geldi ve bizimle ilgili çıkan son haberleri gösterdi. Mutlu olmuştum aslında...Justin bizi gün boyunca gezdirdi. Yıldızlı yolda her ünlünün yıldızıyla fotoğraf çektirdik. Malibu Sahiline gittik. Hollywood'u gezdik. Starstruckta gittikleri ormana gitmeye çalıştık ve başardık. Çok güzeldi. Hiç eğlenmediğimiz gibi eğlendik. Stüdyo'ya gittik ve Justin yeni şarkısını söyledi. Klip çekimi için fikirlerimizi sordu.

Eve döndüğümüzde Justinle karaoke yaptık çok eğlenceliydi. Ve fotoğraflarımızı facebook'a yükledik.

Periler Ülkesi

-"Görüşürüz evim..."dedim ve valizimi babama uzattım. Anneme veda etmek zor olmuştu. Justin arabasıyla dışarıda bekliyordu. Babamlada vedalaştık ve arabaya bindim.
-"Baby.. " dedi Justin
-"Seni seviyorum Juss"dedim
-"Me too."dedi Justin
-"Forever.."dedim ve elini tuttum. Samarayı almaya gittik. Kocaman valizleriyle bizi bekliyordu. Arabaya bindi. Üzgün görünüyordu. Zorro yüzündendir herhalde... Hava alanında herkes bizimle daha doğrusu Justinle fotoğraf çektirmişti.
-"İnanabiliyor musun..?"dedim Samaraya
-"Hayır..Gerçek dışı.."dedi Samara ve uçağa geçtik. Biz Samara'yla oturuyorduk. Justin ise yalnız uyuyordu. Uyurken çok tatlıydı...
-"Çocuğu yiyeceksin.."dedi Samara
-"Ne..?"dedim
-"Bob seni özlemiş.."dedi gülerek
-"Hahaha.."dedim yapmacık bir şekilde
-"Ne var..? Bu kadar uzun süre cinsellikten uzak kalamayacak birisi Justin. Seni sever ama başka kızlarla birlikte olur.."dedi Samara
-"Kapa çeneni.."dedim
-"Yatılı okulda onu göremeyeceğiz.."dedi Samara.
-"Yaaa.."dedim ve sustum. O haklı olduğunda iğrenç hissediyordum. Bana sarıldı. İstanbulda durduk ve hiç beklemeden California uçağına geçtik. Üçümüzde uyuduk. Uyandığımızda California'ya 3 saat vardı. Şarkı dinleyerek zaman geçirdik. Açıkçası havadan California "Peri Ülkesi" gibi görünüyordu. Walt Disney'i gördük. Justin bize söz vermişti oraya gidecektik. Uçak durdu. Justin bizi kendi evine götürdü. Samara'yla aynı oda da kalmak istemiştik. Okullar 3 gün sonra açılıyordu. Hava karanlık olduğu için film izlemeyi tercih ettik. Her zaman ki gibi filmi Samara seçti. Tahmin ettiğim gibi Starstruck'ı koymuştu. Gizlice birbirimize gülümsedik. Ve izlemeye başladık. Justin filme bayılmıştı. Ona Samaranın bana yaptığı şakadan ve ona inandığımdan bahsetmiştim. Çok gülmüştü. Sonra odalarımıza gidip uyuduk. Tabii Samara gece Justin beni kaçırır diye kapımızı kilitledi =D Ve kilidi sakladı...

Yeni Bir Hayat

Uyandığımda annem yanıma geldi. Herşeyi biliyormuş... Sonra kapım açıldı babamı beklerken Justin çıktı.

-"Anne neler olduğunu anlattı ben."dedi Justin
-"Seni California'ya götürmek istiyor."dedi annem
-"Evet.."dedi Justin
-"Ve sizde izin vermediniz..."dedim anneme bakarak
-"Hayır vizeni bile almış çocuk. Ama tek bir şartımız var."dedi annem
-"Neymiş anne..?" dedim
-"Yatılı okula gideceksin ve sadece pazar günleri Justini göreceksin. Birkez bile okuldan kaçarsan Konya'ya dönersin. Veya düşük not alırsan..."dedi annem
-"Tamam.! Tamam..! Söz.."dedim
-"Biblo bilemiyorum sana güvenmek istiyoruz.."dedi annem
-"Söz verdim.."dedim
-"Ben gidiyorem.."dedi Justin
-"Görüşürüz.."dedim. Samarayı da çağırmış. Çok mutluydum. Ama biraz başım ağrıyordu. Aslında yatılı okul beni biraz germişti. Herşeyimi hazırladım. Yarın tekrar California'ya dönüyorduk. Orada okullar erken açılıyor zaten...Biraz internette takılıyım. Olamaz.! 500 arkadaşlık isteği mi.?! Çüş..! Justinin sitelerinde bizim resimlerimiz var. Yorumlarda bana küfrediyorlar. Sürtükler. Ne Patitoda mı..?! Şerefsiz... Oha yaaa ... Selenayı tercih ederiz yazmışlar... Yalancı falan mı..? Kahretsin.! Fakelerimde var aman ne güzel..? Duvarıma gelen yazılarda yavşamaları görüyorum. Sürtükler.. Kaltaklar...!!!! Ah başım uyucam ben.!

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Dilek Tut..!

Sabah olduğunda Samara evine gitmiş... Justinle anlaştık. Bu akşam beni almaya gelecek. Tüm gazetelerde resmimiz var. Televizyonda ise sürekli yumurcak tv açılı... Umarım kimse görmez... Akşam olduğunda aşağı indim. Ormana gidiyorduk.


-"Hava karanlık.."dedim
-"Boşver.."dedi.


Gözlerimi elleriyle kapattı ve arabadan indik. Gözlerimi açtığımda her yerde mum olduğunu gördüm. Çok şirin battaniye, kola ve şampanya vardı. Boynuna atladım. Öpüşmeye başladık. Çok heyecanlıydım...Nefes nefese kalmıştık... Telefonu çaldı.
-"Özür dilerim.."dedi Justin ve telefonunu kapattı. Tekrar öpüşmeye devam ettik. Üstündeki t-shirt'ü çıkarttı.
-"Dur. Üzgünüm daha fazla ileri gidemem.."dedim
-"Aaa. Anlıyorum..Tamam."dedi Justin. Ve öpüşememizi kesip cola içtik. Beni eve bırakmadan önce bir daha öpüştük. Ve -battaniye'ye uzandık.
-"Yıldız kaydı.!"dedim
-"Dilek tut."dedi
-"Dilek mi..? Hiç ihtiyacım yok şu an çok mutluyum zaten..."dedim gülümseyerek.
-"Bende.."dedi Justin
-"Gelmene çok sevindim.."dedim
-"Seni seviyorem.."dedi ve tekrar öpüştük. Sonra beni eve bıraktı.

Festival gibisin kamp kurmak istiyorum =D

Sabah Samara'nın telefonuyla uyandım ve ona gittim. Californiadan kaçırdığımız kıyafetleri giydik. Hafif bir makyaj yaptık. Onun saçına maşa yaptım o da benimkini düzleştirdi. Güzel görünüyorduk.


-"Rüyaları özledim.."dedim
-"Rüyalar beni çok yormuştu.."dedi
-"Haklısın.."dedim ve dergi falan okuduk. Kapı çaldı.


-"Patito.!"dedik aynı anda
-"Aaa. Hoşgeldin.."dedi Samara
-"Habersiz geldiğim için özür dilerim.."dedi Patito
-"Önemli değil. Geç."dedi Samara. Patito daha da kilo almıştı.
-"Merak etmeyin festivalde arkadaşlarımla takılcam.."dedi
-"Hmm.."dedik
-"Kıyafetlerinizi çok beğendim.."dedi Patito
-"Evet pazar malı.."dedi Samara
-"Bakabilir miyim..?"dedi
-"Iyy ezik misin..?"dedim
-"Hayır sen öyleydin değil mi..? Sigara kadar kötü tatlım.."dedi Patito
-"Kavga çıkartmaya mı geldin..?"dedim
-"Hayır festivalde görüşürüz.."dedi ve çıkıp gitti. Bizde 15 dk sonra çıktık ve tranvaya bindik. Tanıdığımız kişilerle selamlaşıyorduk. Ve genelde Zeytin,Dolunay ben ve Samara geziyorduk. Samara Zorro'yu görmemişti. Samara'yla ben etrafı gezmeye başladık. Sonra Zeytin aradı ve Manga'nın 15 dk sonra çıkacağını söyledi. Manga'da çok eğlendik. Tarkanı beklerken cola almak istedim ve arka tarafa doğru yavaş yavaş yürümeye başladım. Herkes çığlığı bastı ama ne çığlık.! Herkes çığlık atıyordu. Ben arkamı dönüp sahneye bile bakmadım.


-"Hey.. Burada olmak guzel... Ben buraya geldim çünkü onlar olmayınca olmuyor."dedi bir ses
-"Justin.! Justin!" herkes çığlık atıyordu. Birden arkamı döndüm ellerimde ki colalar yere düştü ve Samara'yla koşmaya başladık.
-"Biblo ve Samara nerdesiniz..?"dedi Justin. Bizi fark etti ve güvenlikler bizi sahneye aldı. Titriyorduk. Kalbim deliler gibi atıyordu.
-"Sizi tanıştırayım. Bu Samara... Herşeyi başlatan kişi... Tam bir baş belası... Ve hayatımda tanıdğım en zeki ve aptal kişi...Bu Biblo kalbimin sahibi... Bana hayatın anlamını öğreten kişi... Gerçek sevgiyi veren.."dedi Justin çok duygulandım
-"Ve herkes duysun ki onu seviyorum. Onun için öğrendim Türkçe ve geldim Turkey. Seni Seviyorem Biblo.."dedi Justin ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup sarıldı. Sonra üçümüz sarıldık.
-"Herkese iyi eğlenceler.. Bu şarkı herşeyi başlatan kişiye gelsin.. En iyi dostum Samara'ya... Never Say Never.!"dedi ve şarkı çalmaya başladı. Biz şoktaydık. Herkes bize bakıyordu. Ve flashlar patlıyordu. Kızlar güvenliği geçmeye çalışıyordu. Justin şarkıyı bitirdi ve arka kapıdan tüydük. Hem de Şahin arabayla =D İkimizde benim evime bıraktı. Sabah görüşüz dedi. Annemlerin haberi olsa bile korkmuyordum. Samara'yla hayal kurup durduk. Ve sonra sızdık..

Dönüş

Ben hiç uyuyamamıştım ama Samara kucağımda uyumuştu. Kapı çaldı.
-"Kim o.?"dedim
-"Merhaba Biblo.. Ben senin şoförünüm.."dedi adam
-"Merhaba valizler şurada.."dedim. Adam valizleri alırken ben Samara'yı uyandırdım. Evimize kısa süreliğine veda ettik. Arabaya bindik.
-"Justini aramalısın.."dedi Samara. Her zaman olduğu gibi yine haklıydı. Aradım ve olanları anlattım. Çok üzüldü... Uçağa binmeden önce herşeyi ailemede anlattım. Tabi Justinden haberleri yok..


-"Bu kadar mıydı..?"dedim umutsuzlukla
-"Hayır.."dedi Samara ve sarıldık. İstanbula gidene kadar müzik dinledik. Neredeyse 10 saat uçmuştuk. Hiç konuşamıyorduk. Samara tüm eşyaları valizine almıştı neredeyse. İstanbulda indik ve Konya uçağına transfer olduk.
-"Festivale gideriz bari.."dedi Samara
-"Bilmem istemiyorum."dedim
-"Kirpiler atlar siksin seni..Depresif Öküz.!"dedi Samara
-"Tamam gidelim sen sus yeter ki.."dedim. Annemi dert etmiyordum çünkü eskisi gibi değildik. Çok iyi bir ilişkimiz vardı. Kardeşlerime daha iyi davranıyordum. Konya'ya gelmiştik. Ağlamak istedim. Dolmuşa binip evlere dağıldık. Aileme biraz yalan söyledim. Otelde kaldığımızı kurs aldığımızı falan... Odama geçtim
-"Alo Biblo..?"dedi Justin
-"Justin.."dedim ağlamaya başladım
-"Dont.. Please... Seni seviyorem"dedi Justin. Güldüm
-"Seviyorem.."dedim
-"Konya da mısın..?"dedi
-"Evet.."dedim
-"2 Hafta kaldı ..."dedi
-"Saol yaaa"dedim gülerek
-"Ben uyuyorum. Good Night Honey.."dedi Justin. Kapatır kapatmaz Samara aradı.
-"Yarın festival var. Saat 10'da bizde ol.."dedi
-"Oha 10 mu..?"dedim
-"Evet  13.30'da evden çıkarız."dedi
-"Tamam yaa.!"dedim ve uyudum

Reklamlardan Sonra Devam Edecek.

-"Dün ben sızmışken neler oldu..?"dedi Samara .Yarı uyanıktım ama birden fırladım ve anlatmaya başladım.
-"Limuzinin kapısı yavaşça açıldı. Sonra ayağım yere dokundu ve son bir kez bakmak için Justine doğru yürüdüm. O güzel gözler... O harika tebessüm... Ve sonra neyse ki eve girdim."dedim ve öpüşmeden bahsetmedim. Kapı çaldı.
-"Ah merhaba..."dedi Justin
-"Merhaba.."dedim gülümseyerek çok şaşırmıştım.
-"Merhaba..."dedi Samara
-"Burada ne işin var..?"dedim gülümseyerek
-"Seni görmeye geldim.."dedi
-"Vay.."dedim
-"Yemeğe çıkalım mı kızlar..?"dedi Justin
-"Harika olur.."dedim
-"Vay güzel araba.."diye kıkırdadı Samara
-"Tanınmak istemedim.."dedi gülerek Justin
-"Seni her halinle tanırım.."dedim
-"Çünkü sen beni hissediyorsun.."dedi Justin
-"Romeo Romeo.! Ne..? İnek romeodan bahsediyorum. Hani şu üstüne binilen.."dedi Samara. Küçük sarı arabaya bindik ve küçük bir hamburgercide durduk. İçerisinde az kişi vardı ve herkes bizi izliyordu.


-"Cheeseburger.."dedi Justin
-"Me too."dedi Samara
-"Hamburger.."dedim bende ve beklemeye başladık. Yemeklerin tadı acaip güzeldi. Mcdonalds'ı geçtiğine yemin edebilirim.
-"California'yı gezmediniz mi..?"dedi Justin
-"Malesef.."dedi Samara
-"Tamam büyük gün yarın..Bugün kardeşimle ve annemle ilgilenmek zorundayım.."dedi Justin. Yemeği yedik ve bizi eve bıraktı.
-"California Beverly Hills'de evde oturuyoruz.."diye mızmızlandı Samara. Telefonum çaldı.
-"Merhaba Biblo Hanım. Kazandığınız California tatilinde olduğunuzu biliyoruz ama bir sorun çıktı. Bir haftalığına dönüp, 2 hafta sonra tekrar California'ya gelebilirsiniz.."dedi adam
-"Ne..? Neden..?"dedim ağlamaklı bir sesle
-"Üzgünüz.. Yarın sabah sizi almaya gelirler. 2 Hafta sonra tekrar döneceksiniz merak etmeyin..İyi Günler.."dedi ve kapattı. Herşeyi Samara'ya anlattım. Ve valizimizi hazırlarken bize verdikleri dolapta ki kıyafetleri ve evde beğendiğimiz eşyalarıda aldık hatta Samara fazla yakışıklı komşularımıza kek yaptı ve fazla valiz istedi. Sabaha kadar Disney Channel izledik.

Büyük Buluşma

Uyandığım kuşların sesi geliyordu. Samara bornozuyla içeri girdi.
-"Gazeteye bak.!"dedi Samara ve gazete fırlattı. Gazetede ben, justin ve samaranın resmi vardı.! Ne resmimi vardı.?!
-"İnanılmaz..!"dedim
-"İyi mi kötü mü..?"dedi Samara
-"Bilmiyorum..."dedim. Paldır küldür aşağıya indik ve televizyonu açtık. Kanalları değiştirirken gözümüze çarptı.
-"Evet o kızla aramızda hiçbir şey yok sadece hayranımdı. Ve onunla küçük bir yemeğe çıkacağız bu kadar..."diyordu Justin magazin programında. Yıkılmıştım.
-"Piç.! Üzülme tatlım... Böyle demek zorundaydı.."dedi Samara
-"Odama çıkıyorum.."dedim ve ağlayarak odama çıktım. 15 dakika sonra elinde milkshakele Samara geldi.
-"Göz yaşlarıyla iyi gider..."dedi
-"Bugün gezmesek olur mu..?"dedim
-"Olmaz gece disco'ya akıcaz..."dedi Samara. Kabul etmek zorundaydım. Kapı sesi duydum.


-"Who are you..?"dedi Samara
-"Please open the door..."diyordu bir bayan
-"Merhaba.."dedi bir adam kapının arkasından. Samara kapıyı açtı.
-"Biblo nerede..?" dedi adam
-"Buradayım siz kimsiniz..?"dedim
-Lütfen bizimle gelin bizi Justin yollattı."dedi adam. Hızla aşağıya indim. Ferrari evimizin karşısında duruyordu. Samaranın kolundan tuttuğum gibi arabaya atladık. Kadın ve adamda bindi. Ne yaptığımı bilmiyordum ama mutluydum. Lüks bir gökdelenin önünde durduk. İçerisi daha da güzeldi. Herkes bizimle ilgilenmeye çalışıyordu.
-"Eskiden hep ünlüymüşüz gibi davran derdin bak şimdi öyle davranmak daha kolay.."dedi Samara. Bizi bir odaya götürdüler. İkimizinde saçlarını ve makyajlarını yaptılar. Çok güzel kıyafetler verdiler. Ben mavi giymiştim Samara siyah... Ünlü Kulisinde beklerken kapı çaldı ve ben açtım. Karşımda Justin duruyordu. Bana gülümsedi. Bir anda salak gibi olmuştum. Sadece gülümsedim Elimden tuttu. Uzun koridorda yürümeye başladık. Samarada arkadan koşturuyordu.


-"Hazır mısın..?"dedi Justin
-"Neye.?"dedim ve birden gözümün önünde şimşkeler çakmaya başladı. Veya fotoğraf makinleri. 100'den fazla muhabir ve kameraman gördüm. Gülümseyemeye çalışıyordum. Magazincileri atlatıp bahçeye çıktık. Ve tekrar arabasına bindik. Arabada  sigara çıkarttı.
-"Yanımda içme.!"dedim
-"Özür dilerim.."dedi ve söndürdü. İçki doldurdu. Samara'yla ben şok olmuştuk. Çok şık bir yerde durduk. En iyi masayı bize ayırmışlardı.
-"Zor olmalı..."dedim
-"Ne..?"dedi Justin
-"Yok bişey.."diye mırıldandım
-"Gazetelere yanlış bilgi vermişsin.."dedi Samara suyundan yudumlarken.
-"Onlar yanlışı severler..."dedi Justin.
-"İçmiş.."diye fısıldadı Samara kulağıma.
-"Bazen çok zor geliyor.!"dedi Justin
-"Anlıyorum.."dedim ve elini tuttum. Bana öyle hüzünlü baktı ki...
-"Herkes benim peşimde..."dedi Justin
-"Sizi anlamıyorum. Ünlü olmak istiyorsunuz ama hayranlarınızı reddediyorsunuz."dedi Samara sinirle
-"Çok zor Samara... Başına gelmeden o ağırlık duygusunu hissedemezsin."dedi Justin. Ve garsonu çağırdı
-"Bana kola.."dedim
-"Ben viski alayım.."dedi Justin
-"Bende şampanya lütfen.."dedi Samara. Koluna vurdum. İçkiler geldi.
-"Samara birde seninle uğraşmayalım."dedim
-"Ben sarhoş olmam tamam mı..?"dedi Samara.
-"Büyük buluşmalara.."dedi Justin ve kadeh kaldırdı. Gülümsedim ve kadeh kaldırdım.
-"Waoww.".diye mırıldandı Samara
-"Aç mısınız..?"dedi Justin
-"Ben değilim.."dedim Samara da başını salladı.
-"Evime geçelim.."dedi ve ayağa kalktı. Bizde peşinden gittik. Samara hafif sarhoş olmaya başlamıştı. Kadehini eline aldı ve restorantdan çıktı.
-"Gerizekalı bırak şu kadehi.!"dedim
-"Yaaa. Hahahaha.."dedi Samara. Arabaya bindik. Yokuşa tırmanıyor gibiydi. İnanılmazdı o ünlü "Hollywood" yazısının orasına tırmanmıştık. Bunu Starstruck'ta görmüştüm ama onlar bile tırmanmamıştı. Arabayı kenara çekti ve kapımızı açtı. Hollywood yazısının o'suna oturmaya çalıştı.

-"Dikkatli ol düşeceksin.!"diye bağırdım.
-"Merak etme.."dedi çok sakindi. Samarada gidip diğer o'ya oturdu. Bende yavaşça çıktım.
-"Çok güzeeel.."diye mırıldandım.
-"Bu benim en büyük hayalimdi.."dedi Samara. Ona bakıp gülümsedim. Biraz manzarayı izledik
-"Gidelim artık.."dedi Justin kendisi indi. Ve benimde elimden tutup inmeme yardım etti. Arabaya bindik.
-"Kızlar bana gidelim mi..?"dedi
Justin.
-"Aaa, bilmiyorum.."dedim
-"Olur.!"dedi Samara. Evi çok çok çok büyüktü. Güvenliği otoparkı açtı. Eve geçince anahtarı fırlattı.Parmağını şıklattı ve tüm ışıklar yandı. Beyaz bir odadaydık. Masa ve bar vardı. Mini dolaptan şampanya aldı.
-"Yeah.!"diye bağırdı Samara. Ayakta duramıyordu...
-"Biz içmeyelim. Eve gitmek istiyorum.."dedim
-"Ow tamam çıkalım o zaman.."dedi otoparka indik. Limuzini aldı ve şoförü çağırdı. Öne Samarayı bindirdik ve orada sızdı.
-"Bu gece çok güzeldi."dedim bana baktı ve öpmek için yaklaştı. Küçük bir öpücük kondurdu. Ve şoför kapımı açtı. Samarayı çıkarttım. Merdivenlerden çıkarken
-"İyi geceler Biblo.."dedi Justin
-"İyi geceler Justin.."dedim gülümseyerek. Eve girince zıplamaya başladım. Çok mutluydum. Samarayı odasına yatırdım ve gidip meyveli yoğurt aldım. Odama çıktım ve hayaller kurarken uyudum.

İlk Görüşte Aşk'a İnanır Mısın..?

Ormandaydık. Samarayı göremiyordum ama hissediyordum. Ve gözümdeki buğulanma gitti. Samaranın elinde bir mektup vardı. Ormandan ses yükselmeye başladı.

Aşkı sadece bir saat hissedeceksem, bana verilen sadece bu olsaydı, Dünya üzerindeki o bir saatlik aşkı da sana verirdim. İmza: Zorro

Hayır..dedim kendi kendime...Samara yıkılmış görünüyordu. Birden gök gürledi ve Zorro göründü. Alışveriş merkezinde bekliyordu yanına bir kız geldi ve mektup uzattı. Konuştular. Samara izlerken çok sinirleniyordu.
-"Böyle yapma Samara..!"dedim
-"Onlar yapıyor.! Kessinler!"diye bağırdı Samara. Gözleri dolmuştu.Yürümeye başladım Samarada peşimden geliyordu. Ormanın diğer kısmı bembeyaz karla kaplıydı. Ama hiç şaşırmamıştık. Yürümeye devam ettik. Birden durdum
-"Yoluna devam etmelisin Samara..!"dedim
-Öyle yapıyorum zaten.."dedi yürümeye devam ettik. Laleli bir yoldan gidiyorduk.Küçük incecik bir adaya dönüştü bir kısmı geceyi diğer kısmı gündüzü yaşıyordu. Ortada ise şelale vardı.
-"Zorronun peşini bırak.."dedim
-"Ne.?!"dedi şaşkınlıkla
-"Gerçek aşk hep böyledir..."dedim
-"Sus.!"diye bağırdı.
-"Ayrıldınız. Rüyalarımıza bak gerçekle alakası yok."dedim
-"Sus.! Sus artık sus.!!!"diye bağırmaya başladı. Yere çöktü. Şelalenin arasından Justin süzüldü.
-"Samara yapma böyle..."dedim yanına giderek onu kaldırmaya çalıştım. Justinde yardım etti
-"En iyisi uyanmanız... Yarın otelde bekliyorum. Otelimin ismi Porto Belle... Numara 788"dedi Justin.
-"Sus!!"diye bağırdı.
-"Gidelim Biblo.."dedi Justin
-"Onu bırakmam.."dedim ve Samarayı kaldırmaya çalıştım. Ağlıyordu. Gözünden mavi yaşlar akıyordu. Uyandım birden. Samara kucağımda yatıyordu. Gözlerini açtı. Ona kahvaltı hazırladım. Azıcık yedikten sonra gidip üstünü giyindi. Çok hoş görünüyordu. Bende giyindim. Dışarı çıkıp taksi çağırdık.
-"Porto Belle Hotel please.."dedim. Otel inanılmaz büyük ve pahalı görünüyordu. İçeriye doğru yürüdük.
-"Hi.!"diyen çalışanlar vardı. Biz ise asansöre ilerledik. En aşağıya bastık. Görevliler burada kalıyor olmalıydı.
-"Sessiz ol..."dedi Samara. Çamaşırhaneye girdik. İki tane takım elbise vardı bayanlar için. Hayalimizdeki elbiseydi ama olsun... Giydik ve elimize oda servisi artabasını alarak görevli asansörüne bindik.
-"788'i bulmalıyız."dedim
-"İşte orada.!"dedi Samara . Heyecanla kapıyı çaldık.
-"Justin biziz aç kapıyı..!"demeye başladık
-"Sizi yalancılar.!"diye bir adam bize doğru koşmaya başladı.
-"Biblo ve Samara aç kapıyı Justin.!" diye bağırdım. Adam bizi çekiştirmeye başladı. Justin kapıyı açtı.
-"Biblo.!"dedi ve sarıldı yarı çıplaktı. Justini daha önce milyon kere rüyalarımda hissetmiştim ama böyle hissetmek beni çok çarpmıştı.
-"Justin!"diye bağırdım
-"Samara..?"dedi Samara gülümseyerek.
-"Hey.!"dedi ve Samaraya sarıldı. Çok mutluydum. İnanılmazdı ama gerçekti. Külkedisi Prensi seviyordu.
-"I'm very happy..."dedi Justin
-"You cant speak turkish."dedi Samara
-"Yeah."dedi ve elimi tuttu.
-"I miss you..."dedi gülümsedim
-"I miss you too."diye karşılık verdim. Dünyaca ünlü bir yıldız beni özlemiş.
-"You are my dream girl..." dedi Justin. Ben onun rüyalarının kızı mıyım.!? Çok romantik
-"Hey.! I will witch.."dedi Samara. Güldük.
-"Justin.! You must be speak turkish."dedim
-"No i hate turkey, i hate turkish.!"dedi Justin
-"Please..."dedim
-"Bakarız..."dedi Justin
-"Ne.? What..?"dedi Samara
-"Sizin için öğrendi."dedi Justin
-"Anow yesinler seni..."dedi Samara
-"Pis kız..."dedi Justin
-"Hayvan.."dedi Samara
-"Bizim eve dönmemiz gerekiyor. Samara bugün biraz yorgundu zaten..."dedim
-"Bugün naturel dream görmek olur iyi."dedi Justin
-"Türkçe öğrendim diye sik tutuyo.."dedi Samara. Justinle vedalaştık. Beni yanağımdan öperken çilek kokan nefesini hissetmiştim. Samarayla taksiye bindik. Eve geldiğimizde onu yatağına çıkarttım. O uyurken bende yanına kıvrıldım. Ve normal rüyalara süzüldüm...

22 Temmuz 2011 Cuma

California Efsanesi

Heyecandan uyuyamadım ve sabaha kadar Samarayla 0.facebooktan mesajlaştık. Sabah dedesiyle havalanında bekliyordu sarıldık ve ailelerimiz bizi uçağa bindirdi. Benim ailemin Samaradan haberi yoktu görünce şok geçirdiler. Uçağa bindiğimizde birbirimize bakıp gülümsüyorduk.

-"Keşke İstanbula gitmişken gezebilsek..."dedim
-"Keşke... Ama dönüşte gezeriz.."dedi Samara.
-"Bugün Zorro'yla buluşacaktın..."dedim
-"Saat 10'da... Saat daha 7..."dedi. Uçakta yemek dağıttıklarında çok sevinmiştik. Gizlice 0.facebook'a bekle bizi California yazdık... =D Uçak İstanbulda durdu. Bizde İstanbuldan California uçağına bindik.

-"Uyuyalım beni yalnız bırakma.."dedi Samara ve uyuduk. Rüyamda sadece küçücük ay ışığı vuran bir yerdeydik. Sahildi... İlerimizde deniz vardı. Denizin ortasında ise kamelya... Kamelyanın içinde Zorro... Ay birden büyüdü ve denizde Zorronun yüzünü gördük.Sanki resim gibiydi. Kocaman...

-"Zorro.!"diye bağırdı Samara heyecanla.Zorro onu duymamıştı.
-"Zorro.!"diye tekrar bağırdı. Güneş hızlıca doğmuştu. Samaranın sarı saçlarını ve neşeli yüzünü aydınlatmıştı. Zorro onu duymuyordu. Güneş o kadar parladı ki Zorro'yu göremez olduk. Samara koşmaya başladı. Bende peşinden gidiyordum. Deniz yokolmuş yerini hasat tarlası almıştı. Buğdayların arasından hızlıca süzülüyorduk. Biz koşarken buğdaylardan su çıkmaya başladı. Suda batmaya başlamıştık.

-"Zorro.! Zorro! Dur..!" derken Samara boğulmuştu. Onu izliyordum sadece... Mavi suyun altından gelen beyaz bir ışık onu kendine çekiyordu. Denizin içinde deniz feneri ve ev vardı. Samara tavandan süzülüp yatağa doğru battı. Onun batışını, ölümünü izledim.

-"Uyan Samara ..!"diye bağırdım ve birden uyandık. Samara ağlamaya başladı.
-"Güçlerim gidiyor..!" dedi ağlarken
-"Bu olamaz.."dedim
-"Zorro.." diye ağlamaya başladı.
-"Bence uçakta olduğumuz için..."dedim
-"Haklısın.."dedi ve ağlamasını kesti. Çok uyumuştuk. Birazdan iniş yaparız. İndik ve yürümeye başladık. Bir sürü adam boynuna tasma asmış ve isimler yazmıştı. Biblo yazanı bulduk. Bizi lüks bir arabaya bindirdiler. Giderken çığlık atarak California'yı izliyorduk.
-" Beverly Hills yazıyor.!!!"diye bağırdım. Çığlık attık. Çok mutluyduk. Her evde havuz vardı. Ve her ev çok moderndi. Zenginlerin yeriydi Beverly Hills... Hava oldukça sıcaktı. İkimizde arayıp ailemize söyledik. Pansiyon gibi bir otelin yanında durduk. Tüm hayallerimiz yıkılmıştı.
-"You're house..."dedi adam bizde çığlık attık ve teşekkür edip evin içine koştuk... Anahtarıyla kapıyı açtık. Cennet gibiydi. Son model eşyalar, çikolatayla dolu bir dolap... Direk merdivenden yukarı çıktık. İkimize ayrı oda vardı.
-"Tam hayalimizde ki gibi..."dedi Samara.
-"Burası kimin odası..?"dedim. Leopar desenli yatak örtüsü ve pembe eşyalar vardı. Samara yazıyordu.

Benim odam paris ağılıklı pembe,siyah ve beyaz ağırlıklıydı. Bayılmıştık. Odadan çıkıp kapalı olan kapıya doğru yöneldik. Kapıyı yavaşça açtık. Bu bir kıyafet odasıydı.! Çığlığı bastık..! Bayılmıştık resmen 40 ve 38 numara ayakkabılar... Medium kıyafetler...  Zıplıyorduk.!!! Valizi çöpe atmalıydık.! Bikinilerden seçip giyindik. Birbirimize güneş koruyucu sürdük ve evimizin havuzuna indik. Komşularımızı gözetllerken fazla yakışıklı olduklarını gördük bize selam verdiler. Havuz partisi yapmak istedik ama tanıdığımız kimse yoktu. Samarayla yarın Justini bulmak için yola düşeceğiz. Otel planını ilk defa uygulayacaktık. Samara hayatımda gördüğüm en gerizekalı kişi ama bazen çok zeki bunu işin sonunda göreceğiz... Eve çıktık ve ipek geceliklerimizi giyip müzik açtık dans etmeye başladık o sırada fazla yakışıklı komşularımızın bizi izlediğini gördük. El salladı Samara bende gülmeye başladım ve perdeleri kapattık. Kıkırdamaya başladık. Salonumuza indik. Plazma da Disney Channel'ı görünce tekrar çığlık atmaya çalıştık ama olmadı. Bugün o kadar çığlık atmıştık ki sesimiz kısılmıştı. Samara mutfağa gidip yeşilçay yaptı.Ve disney channel'ı izlerken kucak kucağa uyuduk.

Bakışmak

Rüyamda Justinleydik. Sadece birbirimiz bakıp durduk başka hiçbir şey yapmadık. Çok garip bir mutluluktu. Tabii ki sonunda öpüştük. Uyandığımda Samaranın sesleri geliyordu. Odamdan fırladım.
-"Selam..."dedim
-"Günaydıııın.."dedi gülümseyerek.
-"İçeri gel.."dedim ve odama girdik. Rüyamı anlattım.
-"Yarın yola çıkıyoruz Samara California için izin aldın mı..?"dedim
-"Evet. " dedi
-"Çok heyecanlıyım..."dedim
-"Bende.."dedi
-"Öyle durmuyorsun.."dedim
-"Aklım Zorroda..."dedi
-"Zaten rüyada buluşuyorsunuz..."dedim
-"Dün facebookta mesaj attı. İki kere beni rüyasında gördüğünü söyledi. Cevap bile vermedim...Veremedim.."dedi Samara
-"Tatlım..Üzülme geçecek valizini hazırlamalısın.."dedim
-"Tamam seni seviyorum.."dedi sarıldık. Annemle birlikte valizimi hazırladık. Son kez odamda uyudum.

Love Ah Love..!

Justin ve Samarayla yürüyorduk.
-"Nereye..?"dedim
-"Planı Justin biliyor. Zorro Planı hatırlasana.."dedi Samara. Karşıda  3 tane sarı servis ve kocaman bir bina vardı. Boyuna olmasa enine uzun bir binaydı. Gençlerle doluydu.

-"Hangi ülkedeyiz..?"dedim
-"Colombia.."dedi Samara
-"Soğuk olmasından anlamalıydım."dedi Justin
-"1970'lerde colomibada bir okula gidiyoruz. Zorro planı ne..?"dedim
-"Göreceksin ama siz görünmezsiniz sadece ben görebiliyorum."dedi Samara
-"Şapkan çok komik."dedi Justin
-"Sende denemelisin. İnek yalaması saçlarını kapatmak için.."dedi Samara ve okula girdik. Küçük öğrenci dolapları vardı. Uzun koridorlar ve yakışıklı çocuklar.. Kızlar fazla güzeldi... Ama Justin sadece bana bakıyordu.Samara anahtarla bir dolabı açtı. Ve içinden defterini almak için elini uzattı.

-"Samara..?"dedi bir ses erkek sesiydi. Olamaz Zorroydu.! Samara cevap veremiyordu ama aşkla bakıştıklarını görebiliyordum. Bunu en son Justinde görmüştüm. Birden dolabını kapattı.
-"Selam Zorro.."dedi heyecanla. Kalbinin sesini duyuyordum. Zorro ise gülümsüyordu.
-"Beatles'ı beğendin mi..?"dedi Zorro
-"Kimi..?"dedi şaşkınlıkla Samara
-"The Beatles.."dedi Zorro
-"Oww Bence çok... Çok... İnanılmazdı. Evet yani gerçekten müthişti."dedi Samara. Justinle kıkırdamaya başladık.
-"The Beatles'ı severim. Başka bir ortak noktamız daha oldu."dedi Zorro
-"Başka mı..? Diğeri neydi.?"dedi Samara
-"Bilmiyor musun..?"dedi ve Zorro resmen Samarayı öpmek için ona yaklaşmaya başladı. Heyecandan Justinin eline yapıştım ama Samara birden dolabını açtı ve içinden defterler döküldü. Onları toplamak için hemen eğildi.Zorroda ona yardım etmek için eğildi.
-"Sorun değil.."dedi Samara toplarken.
-"Samara cumartesi günü ne yapıyorsun.?"dedi Zorro. Ve bakışarak yağa kalktılar. Samara cevap veremedi.
-"Çok güzelsin..."dedi Zorro. Justinle bakıştık. Öpüşmek için yaklaştılar ama bir sınıfın kapısı güm diye açılıverdi.

-"Hemen sınıflarınıza gidin.!"dedi bir öğretmen.
-"Cumartesi günü 10'da alışveriş merkezinde.."dedi Zorro uzaklaşırken. Samara sevinçten havalar uçuyordu. Justin elimi hiç bırakmadı.
-"Benim için en güzel sensin Biblo.."dedi Justin gözlerime bakarak vee Samara üstümüze atladı. Zıplamaya başladık. Uyandığımda zıplıyordum. Günümü Justine şiir yazarak geçirdim. Sürekli onu düşünüyordum. Cumartesi günü bizim içinde bir buluşma olacaktı =) Ama cumartesi günü California'ya gidiyoruz.! Hayır...

1970'ler...

Rüyada büyük bir alışveriş merkezinin kitapçısındaydım. Gazeteler tarihin 12.02.1973 olduğunu gösteriyordu. İnsanlarda öyle giyinmişlerdi... Çok kalabalıktı... Eline dergi almış sarı saçlı bir kız dikkatimi çekti ona doğru yaklaştım. Samaraydı.! Saçlarını sarı yapıp hafif dalgalandırmıştı ve omuzlarına geliyordu. Pembe bir kazak ve kadife pantolon giymişti. Ten rengi çok daha beyazdı ve gözleri maviydi. Ama tüm yüz hatları eskisi gibiydi. O sırada dergiye değilde karşıdan gelen çocuğa baktığını gördüm.




-"Farklı görünüyorsun ama dergiye bakar gibi yaparak yakışıklı çocuk izlemek bu yıla ait eski bir fikir.."dedim kıkırdayarak
-"O sadece bir çocuk değil , dikkatli bak..."dedi Samara çok aşık görünüyordu. Ağzı kulaklarındaydı... İnanılmaz Zorro'ydu.!
-"Bari burada sevgilin olsaydı.."dedim bana bakıp gülümsedi...
-"Uzaktan izlemeyi seviyorum..."dedi ama gözlerinin içi gülüyordu.
-"Bu kıyafetler çok komik..."dedim
-"Anneme benziyorum.."dedi Samara. Gerçekten benziyordu...
-"Zorroda tatlı görünüyor..."dedim
-"Onu çok özlemişim.."dedi
-"Bu garip rüyayı görmesi uyandığında hasar bırakacak.."dedim
-"Niye ki bu çok insancıl bir rüya.."dedi Samara kafası karışmış gibi
-"Eminim Zorro 1970'lerde kalabalık bir alışveriş merkezinde boşboş gezdiği bir rüya daha görmemiştir."dedim. Gülmeye başladık.
-"Varlığımdan haberi bile yok.."dedi Samara saklanarak.Güldüm
-"Müzik satan yere girdi."dedim
-"Şimdilerde plak demek istedin.."dedi Samara.
-"Peşinden git yemek yeme yerine doğru gidiyor."dedim. Samara gidip karşısındaki masaya oturdu.
-"Çok yakışıklı..."diye mırıldandı Samara
-"Rüyadasın öp onu.."dedim
-"Uyandığında hatırlayacak.."dedi
-"Ben ilk Justinle öpüşmüştüm.."dedim
-"Devamı gelecek emin ol.."dedi Samara gülümseyerek. Sevinmiştim
-"Harekete geç.."dedim
-"Şu anda o cesareti hissetmiyorum. Uyanalım.."dedi ve anında uyandım. Annem baş ucumda bekliyordu.

-"Çok uyudun az kalsın babanı arıyordum. Sesimş hiç duymadın mı.?"dedi annem endişeyle
-"Hayır sanırım dün olan olaylar beni fazla etkilemiş"dedim numara yapıyordum.
-"Kahvaltıyı yeniden hazırlayım.."dedi annem
-"Samarayı davet edeceğim.."dedim
-"Tamam.."dedi ve çıktı. Sorunsuz yaşamak harikaydı... Samarayla sohbet ettik. Ve bu gece denemesini söyledim.Kabul etti bu gece Justinde görünmez olacakmış. Çok sevindim.

The Good Story

Hiç rüya görmemiştim. Uyandığımda bedenimde uçma hissi yoktu. Daha aç hissediyordum. Kahvaltımı hızlıca yaptım.
-"Samaraya gideceğim.."dedim kararlı bir şekilde.
-"Kimden izin aldın.?"dedi annem
-"Yeter be..! Bıktım artık. Siz resmen en yakın arkadaşımla görüşmemi engelliyorsunuz. Normal aileler bunu yapmıyor.! O benim en yakın arkadaşım ve şunu kabul edin artık.! Biz. Asla. Ayrılmayacağız.!!! "dedim ve kapıyı küt diye çekip çıktım. Bunu yaptığıma inanamıyordum ama yapmıştım ve içim çok rahatlamıştı. Kalbimdeki o baskı birden yok olmuştu. Koşarak Samaraların evine doğru ilerledim. Kapıyı o açmıştı. Bana sertçe baktı ve birden sarıldı. Çok duygulu hissedip ağlamaya başlamıştım. O da ağlıyordu. Evde gıcık ve sinir bozucu halası olmadığı için içeri girdim. Nescafe yaptık ve içmeye başlarken ona anneme dediklerimden bahsettim. Çok sert olsa da iyi yaptığımı söyledi. Samaranın en sevdiği gençlik filmlerinden birisini açıp izlemeye başladık.  Samaranın arkadaşlık anlayışı hep bu filmlerden geliyordu. Buradaki kızların ailesi herşeye izin veriyordu. Pijama partileri, arkadaşlık yeminleri, tek telefonla buluşmalar, partiler, seyahatler... Gerçekten güzeldi... Bundan sonra böyle olmak için çabalayacaktım... Samara benim için çabalıyordu.


-"Özür dilerim..."dedi Samara
-"Neden..?"dedim şaşkınlıkla
-"Rüya konusu için.. Haksızdım... California bizi bekliyor..!"dedi gülümseyerek
-"Haklısın o bilet iki kişilik ve sen olmazsan gitmezdim..."dedim ve sarıldık.
-"Hep böyle ol tamam mı..? Yabancılar gibi olmaya çalışalım çünkü yakında California'ya taşınacağız.."dedi. Sonuna kadar haklıydı.
-"Tasmamı bir kere kopardım yeni tasmayı takmalarına izin vermeyeceğim..."dedim izci işareti yaparak. Gülmeye başladı.
-"İzci yeminiyle kurtulamazsın =) Arkadaşlık yemini..."dedi
-"Arkadaşlığım üzerine yemin ederim ki bir daha asla tasma takmayacağım. En önemli şey arkadaşlıktır. Çünkü ne sevgilinle ne de ailenle tüm dertlerini konuşabilirsin ama arkadaşlarla her derdini konuşabilirsin. Eğer yeminimi bozarsam pipim çıksın ve göğüslerim düşsün. Yemin ederim ki Samara her şeyde en önemli olacak.!"dedim
-"Bu hayatımda duyduğum en güzel yemindi. İlk yeminimizi hatırladın mı..?"dedi Samara
-"Evet mumlarla yapmıştık. Harikaydı bence ve her kavgamızda başımıza belalar geldi.."dedim gülümseyerek.
-"Hadi eve git yoksa tasmayla ceza birlikte gelecek."dedi Samara
-"Artık tasma yok ! Ama yine de gideyim. Gıcık halan birazdan gelir..."dedim
-"O hergün katlanmak daha zor emin ol.."dedi Samara. Vedalaştık. Eve giderken güçlüydüm. Tasma yeminimi bozmayacaktım... Annem dikdik bakmaya başladı. Hiçbir şey yokmuş gibi kanepeye oturdum.


-"Bugün söylediklerinde haklıydın... "dedi annem
-"İyi deneme... Ama inanırsam tasmam geri dönecek.."dedim
-"Ne tasması..?"dedi annem
-"Siz bana kızınız gibi bakmıyorsunuz. Her kuralınıza uyması gereken köpek gibiyim. Köpeklerde arkadaşlarıyla hiç görüşemez. Sahiplerine itaat ederler. Onların sözünden hiç çıkmazlar. Böyle köpekler özgürlüğü hiç tatmazlar. Bazıları tasmalarını kopartıp kaçar bazıları ölür. Belki ben ölmem ama ruhum ölür... " dedim
-"Çok üstüne vardık.."dedi annem
-"Ne yapabilirim ki en kötü..?"dedim
-"Başına birşey gelecek diye korkuyorduk.."dedi annem
-"Başıma birşey gelecek...Komik çünkü o başına birşey gelen kızların başının içinde beyinleri yok... Ve hep aile baskısı gören kızların başına gelir. Ben artık dayanamıyorum..."dedim ve ağlamaya başladım. Annem bana sarıldı.
-"Bu konuyu babanlada konuşacağım artık özgürsün. Yeter ki bize yalan söyleme.."dedi annem
-"Teşekkür ederim bu gerçekten iyi oldu çünkü ayaklarımın üstünde durmayı ne kadar çabuk öğrenirsem o kadar iyi... "dedim ve odama gittim. 0. facebook mağduru olarak Samaraya mesaj attım.
-"Hep haklıydın Pislick =)"yazdım
-"Vayy neler olduğunu bildiğim için duymak istemiyorum. Bugün rüyamda görünmezsin diğer insanlar seni göremeyecek sadece ben göreceğim... Sadece izle.."diye cevap verdi Samara,
-"Hmm merak ettim.." yazdım ve uyumak için yatağa girdim. Allahıma teşekkür edip uyudum.

Arkadaşlıklar Aşktan Daha Değerlidir....

"Küçüklüğümü hatırlıyorum... Parmak ucumda yükseldiğim zamanları... Müzik kutumu hatırlıyorum... Balerini yerleştirip kurduğumda çalan müziğide... Kutuyu kapattığımda canlandığını ve bambaşka bir hayat yaşadığını biliyordum..." dedi Samara. Balerin kostümü giymişti. Onu yavaşça döndüren bir mekanızmanın üstünde dönüyordu. Hiç hareket etmiyordu... Etekleri havada nazik bir şekilde süzülüyordu. Kendime baktım bende çok daha farklıydım. Saçlarım Rapunzel gibiydi. Neredeyse 3 metre saçım vardı, yerlerde kuyruk oluşturmuştu. Samaraya doğru ilerlemek isterken cama çarptım.

-"Neredeyim..?"dedim kısık sesle.
-"Müzik kutumda ayna vardı. Aynanın içinde ise Rapunzel ve sevgilisi..."dedi Samara dönmeye devam ederken.
-"Sevgili falan yok..."diye mırıldandım.
-"Çünkü görmüyorsun, duymuyorsun... Sadece korktun ve bana odaklandın... Müziği hisset..."dedi Samara. O sırada her müzik kutusunda çalan o piyano seslerini duymaya başladım. Çok güzel geliyordu.
-"Duyuyorum.."dedim gözlerim kapalı bir şekilde.
-"Sana anlatmaya devam edeceğim sende hissetmeye çalışacaksın... Bu müziği her duyduğumda ağlamaya başlardım. Sessizce... Usul usul... Müziği dinlerken gözlerimi kapatır ve başka evrenlere süzülürdüm..." derken Samaranın sesi kesilmeye müzik artmaya başladı. Hissediyordum sanki kalbim müziğe tempo tutuyordu. Omuzumda bir el hissettiğimde aniden gözlerimi açtım. Uyanmıştım... Ağlamıştım rüyamda... Yüzüm ıslaktı...Gidip yüzümü yıkadım ve sessizce kahvaltımı ettim. Ne ailemin konuştuklarını duyuyordum ne de kendim konuşuyordum... Samara neden bu kadar üzücü bir rüya yaratmıştı ki..?

-"Anne telefonunu verir misin..?"dedim.
-"Tamam çaldır kapat..."dedi annem. Samarayı çaldırıp kapattım. Ama geri dönmedi... Bir saat sonra aramaya karar verdim. Bir saat geçtikten sonra tekrar aradım yine cevap vermedi... Ve hiçbir şey yapmadan beklemeye başladım. Saat 18.34 olmuştu. Tekrar aradım

-"Alo..?" dedi Samara
-"Beni ara..."dedim ve kapattım. 10 dakika bekledim. Böyle yapmama çok kızardı zaten... Tekrar aradım.
-"İnsanların yüzüne kapatılmaz...!"diyerek açtı telefonu
-"He zeki he.."dedim. Küt diye yüzüme kapattı. Aslında böyle yapmamada kızardı ama hiç böyle söyledikten sonra yüzüme kapatmamıştı.
-" Üçüncü arayışın ve sorunun ne.?""diye bağırdı Samara
-"Seni merak ettim. Rüyada çok korktum.."dedim
-"O zaman bir daha seni rüyalara davet etmem..!"dedi
-"Neye sinirlendin ki..?"dedim
-"Sanane.!"dedi
-"Ben senin en yakın arkadaşınım.!"diye bağırdım.
-"Öyle mi..? Yakında farklı arkadaşlarım olacak. Amerikalılar gibi... Aradığımda evime gelen ve cuma günleri pijama partisi yapabileceğim arkadaşlar... Tasması olmayan tipler..!"dedi çok kırılmıştım.
-"Ne yaptım yine..?"dedim
-"Önceden İstanbula gidelim deseydim gitmezdin ama konu Justin olunca hemen gittin..! Benimle arkadaş olma sebebinde o değil mi..!? Beni kullanıyorsun..?!"diye bağırmaya başladı.
-"Hayır seni kullanmıyorum.."dedim ağlamaklı bir sesle
-"Emin misin..? O zaman Justinli rüyalar bitti..! O rüyaları görmeni sağlayan bendim. Herşeyi ben başlattım. Gerçek Justine ulaşmak için çok uğraştım ve başardım. Madem beni kullanmıyorsun artık rüyalar yok.!"dedi sertçe.
-"Bunu yapma hayallerimize çok yaklaşmıştık..."dedim ağlarken
-"Senin hayallerin... Söyle Justin olmasaydı İstanbula gelir miydin.! Söyle!"diye bağırdı,
-"Hayır..!"dedim
-"Biliyordum... "dedi ve yüzüme kapattı.Ağlamaya devam ettim... Ve tekrar aradım.

-"Ailem bu kadar katı olmasaydı gelirdim.."dedim
-"Ama işin içinde Justin olunca aile korkun geçti.! Senin gözünü Justin kaplamış... Bokun altından bile onu çıkartacak sebepler arıyorsun artık. Aptallık bende senin için bu kadar uğraştım..".dedi
-"Bana son bir şans ver.."dedim
-"Çünkü bu son oyun değil mi..? Bu oyun bittiğinde amacına ulaşmış olacaksın..!"diye bağırdı
-"Tamam istiyorsan rüyaları al... California'yıda al ama nolur sen gitme.."dedim
-"Tamam... Bakalım eskisi gibi olacak mıyız.?"dedi ve kapattı. Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Gece olduğu için uykuya daldım...

Güzel Günler

-"Dans etmeyi sever misin..?"dedi kısık bir sesle. Saray tarzı bir yerde olduğum belliydi. Bir piyano ve altın sarısı duvarlar...
-"Dans mı..? Severim..."dedim. Elimden tuttu. Ve piyano kendiliğinden çalmaya başladı. Üstümde siyah uzun bir elbise vardı. Dans ederken Justinin bana bakarak gülümsemesi öylesine heyecanlandırmıştı ki... Işıklar hafiften kararmaya başladı. Loş bir ortam, piyano ve Justin... Herşey harikaydı... Çok mutluyduk... Beni öpmek için ellerini yüzüme koydu. Tam öpüşecekken..

-"Kesin şu salaklığı...!"diye birisi bağırdı.
-"Samara yeter.!" diye bağırarak karşılık verdi Justin. Ama o Samara değildi.
-"O da başka sürtüğün mü..?"dedi Selena
-"Selena..?!"dedi şaşkınlıkla Justin
-"Selena evet...!"dedi Selena. Çok daha güzel görünüyordu. Ayağına giydiği topuklu ayakkabılar beni korkutmuştu. Bıçak gibi görünüyordu uçları. Piyano sesini kesmişti.
-"Burada ne işin var senin..?"dedi Justin ve beni hafifçe ittirdi.
-"Sevgilimin rüyasına giren sürtüğe bakmaya geldim."dedi Selena gözlerini kısarak. Gerçekten korkuyordum ve çok yalnız hissediyordum. Göz yaşlarımı özgür bırakmamak için savaşıyordum. Çünkü birkez ağlamaya başlarsam asla susmazdım.
-"Ben sürtük değilim.."dedim kısık bir sesle. Çok zor konuşmuştum. Selena bana doğru yürümeye başladı. Topukları yerde ses çıkartıyordu. Tam önümde durdu ve
-"Sen sadece bir sürtük değilsin. Sevgili çalan bir sürtüksün ..!"dedi sertçe. Ağlamaya başlamıştım
-"Ben hiçbir şey çalmadım.!"dedim. Piyanodan küt diye bir ses geldi. Kırılmıştı. Samara da piyanonun yanında bekliyordu.
-"Selena Biblo hiçbir şey çalmadı. Çünkü sana ait olmayan bir şey asla çalınamaz. Justin hiçbir zaman senin olmadı.!"dedi Samara. Çok güçlü ve güzel görünüyordu. Bize doğru yürümeye başladı.
-"Sende kimsin..?"dedi Selena
-"Samara... " dedi şeytan gibi gülümserken. O sırada Justine baktım. Hiçbir şey yapmıyordu. Çok kızmıştım.
-"Sürtük numara 2 'de gelmiş." dedi Selena gülerek
-"Karıştırıyorsun Selena. Bu bana garip geldi çünkü sen sürtükten iyi anlarsın. Doğuştan sürtük olan tek insan sensin çünkü değil mi..?"dedi Samara.
-"Arkadaşın sevgilimi elimden aldı.."dedi Selena
-"Tasmasını sıkı bağlayamamışsın Selena.!"dedi Samara
-"Kızlar sakin olun."dedi Justin
-"Biliyor musun..? Justinin tasmasını her seksimizde görebiliyordum."dedi Selena
-"Yanlış görmüşsün o tasmayı ben Justinle kelepçe fantazisi yaparken bağlamıştım..."dedi Samara. Ben ve Justin şok olduk.
-"Ne?!"dedi Selena. Çok kızmıştı.
-"Bob gerçekten harikaydı. Ama çok yaramaz.."dedi Samara. Selena ağlayarak koşmaya başladı. Koşarken ayakkabısının topuğu kırıldı ve kayboldu.
-"Ne fantazisi !"dedim kızgınlıkla
-"Gerizekalı mısın.? 15 cmlik bob'u ne yapıyım.?"dedi Samara. İçim rahatlamıştı.
-" Rol yaparken bu kadar gerçek oynamak zorunda mısın..?"dedim
-"Malesef.."dedi gülümseyerek
-"Off"dedim
-"Justine gelince senden bir özür borçlu..."dedi Samara
-"Çok özür dilerim..."dedi Justin
-"Selenanın suçuydu senin değil.."dedim.
-"Sakın yanımda öpüşmeyin. İğrennnnç..!"dedi Samara yüzünü kusmuş gibi yaparak. Ve uyandım.

-"Alo uyansana kızım buluşmamız lazım.."dedi Samara
-"Samara çok teşekkür ederim harikaydın.."dedim
-"Önemli değil her zaman..."dedi Samara. Ve onlara gitmek için hazırlandım. Beni kapıda bekliyordu. Çatıya çıktığımızda inanamadım. Çok şirin bir piknik örtüsü ve bir sürü yiyecek vardı. Boynuna atladım.

-"Çok teşekkür ederim. Çok güzel olmuş..."dedim ve oturdum. Gülerek sohbet ederek yemeye başladık.
-"Gelelim asıl konumuza.."dedi Samara
-"Evet seni dinliyorum.."dedim
-"Annene bedava california tatili kazandığını, sadece senin yaşındaki kişilerin gittiğini ve ingilizce kursu alınacağını söylersin..Ayrıca ona bu kağıdı göstereceksin.."dedi Samara ve elime bir kağıt verdi.
-"İşe yarar mı..?"dedim
-"Kesinlikle.."dedi
-"Artık gideyim.."dedim
-"Sen bilirsin."dedi ve sarıldık. Merdivenlerden hızlıca inip evime doğru yol aldım. Annem evde beni bekliyormuş. Yemek yedikten sonra odama geçtim. Defterime birşeyler karaladım falan... Sonra annemi çağırdım.

-"Anne sana birşey söyleyeceğim..."dedim ve kağıdı uzattım.
-"Kazandın mı.?"dedi annem şaşkınlıkla
-"Evet !"dedim
-"Ah canım kızım... Çok mutlu oldum da babandan nasıl izin alacağız..?"dedi annem
-"Anne..? Lütfen.."dedim yalvararak
-"Tamam ben babanla konuşuyum bekle sen burada.."dedi annem. 10 Dakika oldu 20 dakika oldu annem gelmedi. Beklerken sadece dua ediyordum. Annem nasıl izin vermişti ki..? Bu Samara şeytan ! Kim bilir kağıda neler yazdı ?
-"Olmaz dedi değil mi.?! Lanet girsin yaa..!!!"dedim
-"Malesef... İzin verdi..!"dedi annem. Ve ben şok geçirdim. Ağzım açıldı. Zıplamaya başladım.
-"Yaşasın.!" diye bağırdım
-"Hadi yat artık.. Bizde yatıyoruz..."dedi annem
-"Tamam..İyi geceler..."dedim. Çok mutluydum. Haberi Samaraya ve Justine vermek için uyudum...

Herşey Tamam

Kazandın değil mi..?" dedi ses
-"Evet inanılmazdı..."dedim gülümseyerek. Dolunayı hayatımda hiç bu kadar büyük görmemiştim. Apartman kadar büyüktü. Yıldızlar çok daha parlaktı. Deniz dalgalandıkça yakamoz oluşuyordu.
-"Biliyordum..."dedi
-"İstanbul gerçekten çok güzel... Oraya konsere gelmelisin..."dedim
-"Doğruyu söylemek gerekirse Türkiyeden nefret ederim..."dedi. Şaşırmıştım.
-"Neden..?"dedim merakla
-" Çünkü o bir illuminatici..."dedi Samara denizden çıkarken. Deniz kızına benziyordu. Gecenin karanlığına rağmen ay ışığı üstüne yansıyordu.
-"Çok güzel görünüyorsun..."dedim büyülenmiş gibi.
-"Sende..."dedi gülümseyerek bir ayna uzattı. Gerçekten çok güzel görünüyordum. Her zaman parlak olan gözlerim daha da parlamıştı. Saçlarım dalgalar halinde omuzumdan belime dökülüyordu.
-"Saçlarımız..?"dedim şaşkınlıkla
-"Rüyada uzun olması hoşuma gitti..."dedim. Samaranınkiler daha uzundu. Boyundan olsa gerek bacaklarına kadar dalgalı saçları vardı. Hepimiz peri gibi gözüküyorduk. Büyüleyici bir hikayenin kahramanları gibi...
-"Uyansanız iyi olur."dedi Justin
-"Bu rüyadan çok hoşlandım hem de dün çok yorulmuştum. Sen uyan istersen. Biz Samara'yla kalalım biraz daha..."dedim
-"Tamam o zaman zaten Samara rüya konusunda uzman.Görüşürüz.."dedi ve kayboldu.
-"Yüzmek ister misin..?"dedi Samara
-"Tamam.."dedim ve dalgalara ilk önce ayaklarımı soktum ve ilerlemeye başladık. Aslında yürüyorduk. Ve su başımızın üstündeydi. Nefes alıyorduk suda... Samara bana bakıp gülümsedi. İnanılmazdı. Suyun altında evler vardı. Ve denizkızları gerçekten çok güzeldi. Önümüzde bir kaya vardı. Sudan çıkıp oraya oturduk. Denizin tam ortasındaydık...
-"Bu harika..."dedim
-"Astral seyahatla lucid karışımı..."dedi Samara
-"Justin bunu nereden biliyordu..?"dedim
-"Üzümünü ye bağını sorma tatlım..."dedi gülümseyerek
-"Fazla güzeliz ama dünyadaki halimizle aynıyız. Nasıl oluyor bu..?"dedim merakla
-"Herşeyi 3. gözle görüyoruz ve bize herşey daha güzel geliyor. Gerçektede böyle görünüyoruz ama kıymet bilmiyoruz. Bak burnum eskisi gibi ama taş gibiyim..."dedi Samara kıkırdayarak
-" Dikkat etmemiştim gerçekten burnun eskisi ama çok güzel görünüyor. Peki bende değişiklik var mı..?"dedim
-"Hayır saçlarımız dışında herşey aynı... Tabii dolunay ışığınında katkısı var..."dedi Samara
-"Harika.."dedim
-"Sıkıldım.."dedi Samara
-"Samara sen gerizekalısın. Böyle bir yerden nasıl sıkılıyorsun..?"dedim hayretle
-"Zamanımız boşa gidiyor." dedi.
-"Ne..?"dedim
-"Uyanalım.."dedi ve gözlerimi kapattım. Açtığımda odamdaydım.

-"Kızım hasta mısın.? Günlerdir erkenden yatıp geç kalkıyorsun..."dedi annem ve ateşime baktı.
-"Anne sakin ol ben iyiyim gerçekten..."dedimn gülümseyerek
-"Dikkatli beslen az yiyorsun bu aralar.."dedi annem ve beni öpüp odamdan çıktı. Kardeşlerimin sesi geliyordu. Rahatladım ve gidip elimi yüzümü yıkadım. Aynada gördüğüm kızla rüyada gördüğüm kız arasında çok fark var gibi görünüyordu. Samarayı aradım

-"Sellaaam..?"dedi. O kadar rüyadan sonra nasıl bu kadar enerjik olabiliyordu ki..?
-"Selam... California olayını aileme nasıl söyleyeceğim..?"dedim
-"Yarın buluşuruz konuşuruz..."dedi Samara
-"Tamam..."dedim
-"Kolay."dedi
-"Olay..."dedim
-"Güzel oldu kolay olay..."dedi ve güldük...
-"Kendine iyi  bak ben kapatıyorum. Hediyelerim bitti."dedim ve kapattım. Bana kalsa tekrar uyurdum. Onun yerine bilgisayar başına geçtim. Saat 19.30 olmuş fark etmemiştim. Gözlerim acıyordu. Kalktım. Annem babanneme gideceğimizi söylediğinde şaşırmadım. Haftanın hergünü ya orada ya da anneannemdeydik zaten. Üstümü giyinip çıktım.

21 Temmuz 2011 Perşembe

İstanbul Hatırası

-"Büyük gün ha..?"dedi ses
-"Kesinlikle..."dedim. Bu sefer plajda kumların üzerine uzanmış batan güneşi izliyorduk.
-"Gergin misin..?"dedi bana bakarak. Yüzü güneşten parıl parıl parlıyordu. Gözlerinin elası daha da ortaya çıkıyordu.
-"Evet fazlasıyla ama normal ilk defa jüri karşısında değerlendirileceğim. Sen ilk sahne deneyiminde nasıl heyecanını yenmiştin..?"dedim
-"Benim yaşadığım yerde gergin insanlar gerginliğini seks yaparak atarlar. Yani istersen ben hep buradayım."dedi gülerek ve gözlerini şeytanca kısarak.
-"Justin emin ol Bob konusundan bahsedecek zamanım yok..."dedim gülerek
-"Az önce sen ne dedin..?"dedi şaşkınlıkla
-"Zamanım yok dedim"diye cevapladım
-"Ondan önce..?"dedi ısrarla
-"Bob mu..?" dedim
-"Evet. Bob'u nereden biliyorsun..?"dedi yüzü kızarmıştı.
-"Herkes Bobu bilir.."dedim kahkaha atarak
-"Söyle o zaman neymiş Bob..?"dedi yüzüme korkuyla bakıyordu.
-" Senin ki... Yani penisin.."dedim gülememeye çalışarak
-"Kahretsin. ya..!"dedi
-" Büyütülecek bir şey yok.."dedim
-"Bob'u biraz büyüt 15 cm çok az"dedi Samara ve kahkahayı bastık
-"15 cm değil bir kere..!"dedi
-"10 mu..? Yazık... Tamam ben gidiyorum."dedi ve kayboldu Samara.
-"Uyanmalısın.."dedi Justin.
-"Çok gerginim ama..."dedim
-"O zaman elimi tut."dedi Justin ve birden dudaklarıma yapıştı. Onunla öpüşmek çok güzeldi...
-"Şimdi nasılsın..?"dedi Justin
-"Eskisinden daha iyi sanırım..."dedim nefes nefese.Ve uyandım. Hızla giyindim. Samara okulun önüne doğru koşuyordu.


-"Selam..."dedi Samara
-"Öpüştük.!!!"dedim
-"Olamaz.. Süper.. Nasıldı..?"dedi
-"Güzel, heyecanlı ve tutkulu..."dedim
-"Vay beee..!"dedi kahkaha atarak dolmuşa bindik. Merdivenlerden inerek bilet aldık ve yolu takip ettik. Tren durunca bindik. Heyecanla birbirimize bakıyorduk.

-"Çok gerginim.."dedi Samara
-"Bende..."dedim
-"Sakin olmalıyız..."dedi ve tren hareket etmeye başladı. Hızlıydı ama hissetmiyorduk. İndiğimizde ne yapacağımızı bilemedik. Nereye gittiğimizi bilemeden yürümeye başladık.

-"Yarışma kaçta..?"dedim
-"14.30 'da "dedi Samara
-"Gezelim mi..?"dedim
-"Tabii ki..."dedi Samara
-"Eee nereye..?"dedim
-"Taksim mi..? Adalar mı..?"dedi Samara
-"İkiside.."dedim
-"Tamam ilk adalara gidelim Çok huzur veriyor insana..."dedi Samara. O İstanbul'u iyi bilirdi.
-"Sen bilirsin..."dedim gülümseyerek
-"Dolmuşa binmeliyiz.."dedi. Oflaya puflaya bindik. İçerisi acaip sıcaktı. İndiğimde çok mutlu olmuştum.

-"Vapurlardan bilet alalım."dedi Samara
-"Tamam.."diyerek onu takip ettim. Vapur sırası çok kalabalıktı. Yavaş yavaş sıra bize gelmişti. Heyecanla vapura bindik.

-"Oturmayalım...Ayakta izlemek çok eğlenceli..."dedim
-"Tamam.."dedi Samara ve uç kısma doğru ilerledik. Vapur harekete başladığında deniz de oluşan dalgaları izlemek çok hoşuma gitmişti. Martılar tepemizde uçmaya başlamışlardı. Samara bana bakıp gülümsedi. Bu yaptığımız en çılgınca şeydi.

-"Fotoğrafını çekicem."dedi Samara
-"Tamam.."dedim. Öyle vakit geçirmişiz ki büyük ada anonsunu zor duydum. Hızla vapurdan indik. Ada tek kelimeyle inanılmaz gözüküyordu.

-"Burada hiç araba yok... Yukarlara doğru ilerlediğinde eski evler var. Daha da yukarısı orman... Ben at arabası yerine bisiklete binelim veya yürüyelim diyorum. Sence..?"dedi Samara
-"Yürüyelim.."dedim
-"Beğendin mi..?" dşye sordu
-"Bayıldım. İstanbulda yaşarsak buradan ev alalım...Cennete benziyor sanki... Her yerde kedi ve köpekler var. Balık restoranlarından yemek yemeliyiz. Burada kendimi 90'larda gibi hissettim.."dedim
-"Kesinlikle haklısın burası cennet..."dedi

Gerçekten öyleydi. Küçük dükkanlar, rengarenk konaklar, balık restorantları,ağaçlar, deniz ve Samara... Herşey çok güzel...

-"Yukarısı daha güzel... İnsanlar atlarını ormana salıyorlar. Herkes özgür... Kiliseler var... Ormanların içi çok hoş..."dedi Samara.
"Atlar mı..?" dedim
-"Evet korkma beee.. Alışmış hayvanlar... Ben gidip sevmiştim."dedi Samara
-"Tamam gel şuradan kiralıyacağız."dedi Samara. Ve iki tane bisikletle geri döndü.


-"Yavaşca sürelim.."dedim
-"Tamam.."dedi yavaş yavaş sürmeye başladık.
-"Biz nereden vapura binmiştik..?"dedim
-"Bostancı'dan.."dedi
-"Hmm..."dedim ve sürmeye devam ettik.
-"Gel şuraya park edip fotoğraf çekelim."dedi Samara. İnip fotoğraflar çektik. Ve sürmeye devam ettik. Ormanda çok güzeldi. Atlar beni biraz korkutmuştu. En üst katta güzel yerler varmış oraya doğru yol aldık.
-"Nereye gidiyoruz?"dedim
-"Lunapark Gazinosuna.."dedi
-"Gazino mu..?"dedim
-"Evet senin bildiğin yerler gibi değil çok güzel.."ded. Durduk.
-"Birlik meydanındayız. Gazino şurada.."dedi ve yürümeye başladı. Gerçekten inanılmazdı. Tüm ada ayaklarının altında gibiydi. İki tane taze sıkılmış portakal suyu içtik.
-"Aya Yogi Kilisesine gidelim.."dedi Samara
-"Ayı Yogi mi..?"dedim gülerek
-"Hayır Aya Yogi.."dedi gülerek oraya ilerledik. Çok güzeldi gerçekten...
-"Dilek tut..."dedi
-"Tamam.."dedim ve tuttum ama sır =D
-"Yemek yiyelim mi..?"dedi
-"Çok iyi olur.."dedim çok acıkmıştım. Çok tatlı bir balık restorantına girdik. Öylesine saldırdık ki yemeklere... Bir anda bitti. Ama inanılmaz lezzetlilerdi. Bisikletlerimize atlayıp yola çıktık. Hiç gidesim yoktu aslında.
-"Saat 12.47.."dedi  Samara.
-"Daha çok var..."dedim
-"Gel çimlere uzanalım.."dedi ve ormanın içinde durduk. Deniz kokusuyla beraber tertemiz çimlere uzandık.
-"Çok çılgınca şeyler yapıyoruz ve çok mutluyum.."dedim
-"Bende.."dedi ve hareketimizi yaptık. Biraz kuşları dinledik.
-"Hey saat 13.00 hadi.."dedim ve tekrar yola çıktık. Bisikletleri geri verip vapura koştuk. Yetiştik bu sefer oturarak gitmeyi tercih ettik. Rüzgar saçlarımızı karıştırıyordu... Vapur çok kalabalıktı. Samarayla yakışıklı çocukları süzmeye başladık. Yorulmuştuk...

-"Sakin ol..."dedi Samara
-"Ama çok yorgunum ne yapacağız..?"dedim
-"Milka halleder..."dedi şeytanca
-"Milka kim..?"dedim
-"İnternette tanıştığım gay oğlan. Masaj ve spa salonu var. Bize bedavaya bakacak.."dedi
-"Müthiş!!!"dedim gerçekten rahatlamaya ihtiyacım vardı. İndik ve tekrar dolmuşa eziyet çekmeye bindik.

-"Büyükçekmecede.."dedi Samara
-"Yarışma nerede..?"dedim
-"Oraya çok yakın.."
-"Yürüyelim o zaman.."
-"Yakın dediysek abartma İstanbulda hiçbir yer yürüme mesafesiyle yakın değildir"dedi. İndik Spayı bulmak çok kolay oldu. İnanılmaz derecede yakışıklı bir adam kapının önünde bize el sallıyordu.

-"Ay minnoşum hoşgeldin kız... Valla aynı kamerada gördüğüm gibisin anacım..."dedi adam konuşması çok komikti ama Samara gülememem için beni uyarmıştı.
-"Bende seni gördüğüme çok sevindim bitanem.."dedi Samara sarıldılar
-"Ay kız ne uzun boyluymuşsun . Kız sanada merhaba.. Adın ne..?"dedi bana
-"Biblo.."dedim gülümseyerek benide şap şup öptü. Neye döndüğümü şaşırdım birden.
-"Bende Kamil ama arkadaşlarım bana hep Milka derler.."dedi gülerek
-"Tanıştığıma sevindim Kamil yani Milka.." dedim
-"Kız Samara size en iyi masajları ayırttım ayol.. Samara masajı sana ben yaparım kız çekinme. Bizim kızlardan da Şeyma Biblo'ya bakar."dedi Milka
-"Tamam sorun yok.."dedi Samara
-"Hadi siz gidip hazırlanın..."dedi Milka ve kızlarla beraber bizi odaya yolladı. Soyunduk ve havlularla masaj odalarına gitmek için ayrıldık.

Bana masaj yapan kızın ellerini öpesim geldi. Nasıl rahatladım nasıl rahatladım...

-" Buyrun efendim Milka bunları sizin için özel hazırlattı."dedi ve bana o inanılmaz yiyeceklerle donatılmış kocaman tepsiyi getirdi. Hem tıkınıyordum hem de rahatlıyordum.

-"Masajınız bitti efendim ama isterseniz devam edebilirim..."dedi Şeyma
-"Gerek yok çok teşekkür ederim.Mükemmeldin yani.."dedim ve üstümü giyinip Samaranın masajının yapıldığı yere gitttim. Milka masaja devam ediyordu. Kapıyı tıklatarak içeri girdim.

-"Selam tatlım beğendin mi masajı..?"dedi Milka
-"Harikaydı... Çok teşekkür ederim.."dedim
-"Bana borcunuz var unutmayın. Sizinle oğlan tavlamaya bara gideceğiz..."dedi Milka sinsi sinsi
-"Süper olur tatlım.."dedi Samara. Vedalaştık ve çıktık. Hatta biz giderken Milka ağladı.

Yolda Samarayla güldük durduk. Yarışma yeri çok kalabalıktı. Ailesi olmayan tek bizlerdik. Gidip kostümlerimizi giydik. Ve sıramızı heyecanla beklemeye başladık.

-"Biblo ve Samara..."sesini duyduğumuzda hareketimizi yapıp içeri girdik

-"Evet yeteneğiniz nedir..?"dedi bayan
-"Tiyatro."dedi Samara
-"Ne sergileyeceksiniz..?"dedi kel adam
-"7 kocalı Hürmüz..."dedim
-Başlayın..."

Şarkımı söyleyerek başlarım. Ve yine şarkıyla bitiririm.

-"Çok güzeldi..." dedi bayan
-"Gerçekten çok eğlendik ama siz ikiniz birinci olamazsınız içinizden bir tanesi birinci olmalı"dedi adam. Bu tamda bizim istediğimiz şeydi çünkü ilk iki ödülü mutlaka kazanmalıydık
-"Peki ya diğeri..?"dedi Samara
-"O ikinci olacak.."dedi
-"İzin verirseniz ikinciliği ben almak istiyorum çünkü Müjdat Gezen Sanat Okulu benim en büyük hayalim."dedi Samara
-"Tamam Kazandınız...!" dediler ve biz gülerek çıktık. Sonuçları kimseye söylemedik. Bizi içeri davet ettiler bir süre sonra ödüllerimizi aldık. Teşekkür edip dışarı çıktık.

-"Saat 16.53 eve gitmeliyiz..."dedim
-"Tamam da biraz daha gezseydik..."dedi Samara yalvararak.
-"Sonra.."dedim
-"İnanmıyorum kazandığımıza hiç tepki göstermedik..."dedi Samara
-"Şoktayız sanırım..."dedim. Dolmuştan inip trene bindik. Hiçbir şey olmamış gibi vedalaştık. Eve gittiğimde annemin dediklerini duyamadım yorgunluktan bayılmışım.