11 Ağustos 2011 Perşembe

Kalkma vaktiydi... Hazırlanıp aşağı indik. Justin valizlerimizi yeni arabasına koydu. Ve sonsuza dek bu okuldan uzaklaştık...
-"Kurtulduk..!"diye bağırdı Samara. Justin ise -Love Me-'yi açtı
-"Görmemişin şarkısı olmuş.."dedi Samara ve cd'yi değiştirip Lady Gaga açtı.
-"Love me'yi severim.."dedi Justin
-"Bende fuck you'yu severim.."dedi Samara
-"Samara şu anda mutluyuz.."dedi Justin
-"Evet neden senin arabesk şarkılarını dinleyerek üzülelim ki..?"dedi Samara
-"Lady Gaga'yla tanışmak ister misin..?"dedi Justin
-"İsteseydim tanışmış olurduk.."dedi Samara. Haklıydı... Justini onun sayesinde tanımıştım.
-"Tamam Samara. Sorun ne..?"dedi Justin
-"Senin bu kadar ünlü olman sorun.!"dedi Samara
-"Susar mısınız artık..?"dedim
-"Üzgünüm.."dedi Justin. Judas çalmaya başlayınca Samaranın keyfi yerine geldi
-"Bizi nereye götürüyorsun..?"dedim
-"Benimle kalmanızı çok isterim ama istemezseniz ev tutabiliriz."dedi Justin. Samaraya baktım.
-"Evin reisi ben olursam kabul.."dedi Samara
-"Reis..?"dedi Justin
-"Müdür gibi birşey.."dedim
-"Evin müdürü annemdir.."dedi Justin
-"Artık benim.!"dedi Samara
-"Pattie Lynn.."derken Justin Samara sözünü kesti.
-"Palette =D"dedi Samara
-"Ha..?"dedi Justin evlerine gelmiştik.  Kocaman ve lüks harikası demek az kalır... İnanılmaz bir evi vardı.
-"Dünya'nın 8. harikası Justin Bieber falan değil Justin Bieber'ın evi.."dedi Samara. Ağzımız açık evi izliyorduk. Bu evini yeni görmüştüm. Fazla güzeldi...
-"Kızlar inebilirsiniz..?"dedi Justin. Kapımı açtı ve indik. Hizmetçiler kapıda bizi bekliyordu. Büyük kapıdan geçergeçmez burnuma leylak kokusu geldi. Hizmetçiler Justini ve bizi selamladı. Samara hemen eve yayılmıştı.
-"Hadi bizi gezdir.."dedi Samara
-"Tamam bu taraftan.."dedi ve evi gezmeye başladık. Bize verdiği oda çok güzeldi. Hayatımda gördüğüm en büyük odaydı. Üstümüzü değiştirip öğlen yemeği için aşağı indik. İnanılmaz bir sofra hazırlanmıştı. Samara koşarak indi.
-"Hadi bağalım buyur Justin, çekinme.."dedi ve hızla yemeğe başladı. Onu boşverip gülümseyerek Justinin yanına indim. Sandalyemi çekti ve oturdum.
-"Afiyet olsun Samara."dedi komik bakışlarıyla Justin
-"Yemek yerken konuşulmaz."dedi Samara ve yemeğe devam etti. Çatalımla yemekten alırken üstüme döktüm. Justin ise elimden tuttu
-"Sakin ol..Artık hep yanımdasın.."dedi ve elimi bırakıp peçeteyle üstümü sildi. Çatalımla yemekten alıp ağzıma uzattı. Yedim ve gülerek
-"Bebek değilim..Sadece sakarım.."dedim
-"Evet bebeksin. Justinin bebeğisin.."dedi Justin gözlerime bakarak
-"O zaman baby baby huuuğğ"dedi Samara
-"Saol Samara.."dedim gülerek. Justin ise ters bakıyordu.
-"Tamam lan .. Bebekte üç beş tur atarım.. Bir sen bir ben bir de bebek..!"dedi Samara.
-"Karnın doydu mu bari..? Tüm dünya'yı yedin de."dedi Justin,
-"Doymadı.."dedi Samara ve pizzasını yemeğe devam etti. Hatta gece için milkshake, cheesecake ve turta siparişi verdi.
-"Obez."dedim şakasına
-"Gerizekalı bulmuşken ye.."dedi Samara
-"Bu kadar yersen klibimde oynayamazsın. Şişko kızlardan hoşlanmam.."dedi Justin
-"Sikem senin şişko kızını. Daş gibiyim.."dedi Samara
-"Sikem..?"dedi Justin
-"Fucker baby.."dedi şiveli bir biçimde Samara
-"Kötü kız.."dedi Justin
-"Nerde lan Pattie..?"dedi heyecanla Samara
-"Ne..?"dedi Justin
-"Kötü kız dimedin ni..?"dedi Samara
-"Didim.."dedi Justin
-"Eee bende Battie geldi zanarım.."dedi Samara. Justin anlamamıştı. Samarayı dürttüm. Bana gülerek baktı.
-"Yemekler çok güzel.."dedim konuyu değiştirmeye çalışarak
-"Ah birde yemeyi bilsen.. Çatalı tutuşuna bak.."dedi Samara dalga geçerek
-"Poff."dedim göt olarak..
-"Justin emmi nereye gidiyoruz akşam..?"dedi Samara
-"Evde kalmalıyız. Muhabirler evin kapısında bekliyor.."dedi Justin
-"Ciddi misin..!"dedi Samara heyecanla
-"Malesef.."dedi Justin. Bu çok sinir bozucuydu. Justin beni saklıyordu resmen.
-"Benim için haber olmak önemli değil..."diye mırıldandım.
-"Benim için önemli... Bir hafta sonra sıkılırlar..."dedi Justin
-"Bir hafta mı..?!"dedim
-"Süper.!"dedi Samara
-"Evde wii oynarız.."dedi Justin. Ve yemeği bitirip piyano çaldık. Klipten bahsettik ve upuzun bir süre wii oynadık. Guitar hero inanılmaz birşeydi..! Akşam yemeğinden sonra Samaranın özel isteği cheesecakelerden yerken Justin berbat bir konu açtı.
-"Biblo yatalım mı..?"dedi Justin
-"Ne..?!"dedim. Aslında bunu bende düşünmüştüm. Çok merak ediyordum
-"Oha..!"dedi Samara
-"Ciddiyim ben.."dedi Justin
-"Justin ben bakireyim.."dedim
-"Ne..?"dedi Justin
-"She's virgin.."dedi Samara. O bu sözcükleri iyi bilirdi.
-"Oh... Biliyorum.."dedi Justin
-"Eee..?"dedi Samara
-"Benimde ihtiyaçlarım var. Sizi tanıdığım günden beri ilişkiye girmiyorum."dedi Justin
-"Haklı.."dedi Samara bana bakarak. Ben konuşamıyordum.
-"Ben su içicem."dedim ve kalktım.
-"Samara..?! Uzun zamandır ilişkiye girmiyorum çok rahatsızım.."dediğini duydum Justinin
-"Biblo hazır değil.."dedi Samara. Kapının arkasına saklandım ve dinlemeye başladım.
-"Yani..? Sürtüğün tekiyle mi birlikte olayım..?"dedi Justin
-"Ona biraz zaman ver..? Örneğin yarın..?"dedi Samara
-"Tamam .. Ama beni de anlayın.."dedi Justin
-"Justin emin ol seni ve Bob'u anlıyorum.."dedi Samara gülerek. Justin kıpkırmızı oldu. Ben içeri geçtim ve bilmiyormuş gibi davrandım.
-"Benim uykum geldi.."dedim
-"Tamam.."dedi Justin
-"Amığa bak böyle yerlerin tadını çıkartmaz gider uyur.."dedi Samara. Ama Justinin anlamadığına eminim... Kalktı ve birden dudaklarıma yapıştı. Dengemi kaybedip koltuğa düştüm. Eliyle başımı tutuyordu. Nefes almam zorlaşmıştı. Alt tarafıyla baskı uyguluyordu. Hissetmiştim ve korkudan onu iteklemiştim. Hızla yere düştü.
-"Sorry.."dedim heyecanla ve gülmekten pancar gibi olan Samaranın koluna yapışıp odamıza doğru koşmaya başladım. Hemen uyudum. Samara ise hala evi geziyordu.

9 Ağustos 2011 Salı

Ger Dönüş


Sabah çığlıklarla uyanmıştık. Samara üstümde tepiniyordu.
-"Justin burada..!"diye bağırıyordu. Çığlık atarak kalktım ve koca okulda pijamalarımla bahçeye fırladım. Kalabalığı aşarak ona ulaştım. Bana bakıp gülümsüyordu. Ona doğru koşmaya başladım o sırada yanına Tilda geldi. Justin ona bakıp gülümsedi. Ve öpüşmeye başladılar... Uyandım Samara üstüme çıkmıştı
-"Sakin ol ama Justin burada.!"dedi Samara. Ne rüya mıydı..? Ne Justin mi..? Koş Biblo.!!!!!! Pijamalarımla koşmaya başladım herşey rüyamda ki gibiydi. Ve yine kalabalığı aştım. Justin beni fark etti ve gülümsemeye başladı. Ona doğru koştum ve sarıldım.
-"Seni çok özledim.."dedim ve tam öpecekken müdüre gelip kolumdan çekiştirdi.
-"Justin Bieber is a student... !"dedi müdüre. O sıradan bir öğrenci değildi o benim  Justinimdi. Sinirle yatakhaneye koştum. Samara da peşimden geldi
-"Artık dayanamıyorum..! Türkiye'ye gidelim gerekirse ama bu okul bitti.!"diye bağırdım
-"Hey..! Sakin ol.."dedi Samara ve beni durdurmaya başladı. Ders için çantamı aldım ve çıktım. Yine herkes bana bakıyordu.! Matematik sınıfında herkesin dikkatle izlediği Justini gördüm. Ona doğru yaklaşıp
-"Oturabilir miyim..?"dedim normal davranmaya çalışarak
-"Tabii ki.."dedi Justin.
-"Seni çok özledim.."dedim
-"Bende ve türkçe öğrendim.."dedi Justin. Ona bakamıyordum. Önüme doğru bakarak konuşuyordum ve sınıfta ki herkes bize bakıyordu. Christopher yanımıza geldi ve
-"Ona normal davranmayan disipline gönderilecek.."diye fısıldadı. Çok saçmaydı.! Biz birbirimize aşıktık.'! Öğretmen geldi ve en sevmediğim dersi anlatmaya başladı. İlk günden disipline gönderilen 4 kişi vardı bile... Takmamaya çalıştım ve ders bitiminde Samara'nın koluna girip dışarı çıktık. Her zaman ki masamız yerine eski masamıza oturduk. Justin bahçeye çıktı herkes ona bakıyordu. O ise yanımıza oturdu. Sustuk hiç konuşmadık. Herkesin gözü bizdeydi.
-"Bu böyle olmaz.."dedi Samara
-"Yakında alışırlar.."dedi Justin
-"Gerginliiiik.."dedi Christopher
-"Nereye kadar Justin..?"dedim. Gözlerime baktı. O gözleri görmek için herşeyi kabullenirdim.
-"Buraya kadar..!"dedi Samara
-"Ne..?"dedim heyecanla
-"Önünüze dönün..! Hemen..!"diye bağırdı Samara ayağa kalkarak. Hiç kimse türkçe bilmiyordu ama önlerine dönmüşlerdi. Samara ise korkutucu derece sinirli görünüyordu. Yerine oturdu.
-"Waovv.."dedi Justin hayranlıkla
-"Gerçekten süperdin.."dedim gülümseyerek ve boktan işaretimizi yaptık.
-"Bu iş böyle yürümez.."dedi Samara
-"Ne işi..?"dedi Justin
-"Biblo ve sen.."dedi Samara
-"Haklısın. Planını söyle.."dedi Justin
-"Kendimizi okuldan attıracağız.."dedi Samara
-"Kesinlikle olmaz..!"dedim
-"O zaman okuldan kaydımızı sildirip yeni bir okula kaydettireceğiz.."dedi Samara
-"Ailelerimiz..?"dedim
-"Bu okulun Türk düşmanı olduğunu söyleyeceğiz..."dedi Samara
-"Mantıklı..."dedim
-"Mükemmel..."dedi Justin
-"Samara bir dakika konuşabilir miyiz..?"dedi Christopher.
-"Tamam Chris..."dedi Samara ve yürümeye başladılar. Justinle yalnız kalmıştık.
-"Özledim..."dedi Justin
-"Bende.."dedim
-"Sana şarkı yazdım.."dedi Justin
-"Gerçekten mi..?"dedim sevinçle
-"Evet klip çekmeyi düşünüyoruz.."dedi
-"Klipte oynamak istiyorum.."dedim
-"Olmaz kesinlikle olmaz..."dedi Justin
-"Neden..?!"dedim
-"Çünkü ben oynayacağım.."dedi Samara
-"Evet.."dedi Justin sırıtarak
-"Yaaa.!"dedim
-"Üzgünüm ama senin California'ya gelme nedenin Justindi benimkisi ise oyunculuk... Düşündüm de bir yerden başlamalıyım.."dedi Samara
-"Chris nerede..?"dedim
-"Gitti..."dedi Samara umursamaz bir şekilde
-"Nereye..?"dedim
-"Sanane..."diye karşılık verdi.
-"Tamam..."dedim
-"Aileni aradım. Kabul ettiler..."dedi Samara.
-"Yani..?"dedim
-"Birazdan müdüre yanımıza gelecek.."dedi
-"Hi Girls..! And Justin..."dedi Müdüre
-"Selam.."dedi Samara inadına
-"Hi..!"dedim sevimli bir şekilde. Müdüre bize herşeyi açıkladı. Yarın gidiyormuşuz. Ödemelerimiz yapılmış. Valizlerimizi hazırlamak için odalarımıza döndük. Justinde okul kaydını sildirmek için Müdürenin odasına gitti.
-"Ben Chris'in yanına gidiyorum.."dedi Samara
-"Tamam valizini hazırlarım sen git.."dedim. Valizleri hazırlayıp Samara'yı beklemeye başladım. Gözleri yaşlı bir şekilde geldi.
-"Bu da bitti.."dedi Samara. Ayağa kalkıp ona sarıldım.
-"Benim yüzümden..."dedim
-"Seninle ilgisi yok gerizekalı.."dedi Samara
-"Evet var.. Justini bu kadar sevmeseydim ve ingilizcem iyi olsaydı burada kalabilirdik.."dedim
-"Boşver..."dedi Samara.
-"Son kez cehennemde uyumalıyız..."dedim
-"Memnuniyetle.."dedi Samara ve uyuduk.

7 Ağustos 2011 Pazar

Ve Başardık..!


Sabah olduğunda Gina yatakhanedeydi. Üniformalarımızı giydik. Ve bahçeye çıktık. Hepimiz inanılmaz gözüküyorduk. Drew inanılmaz bir stilistti.! Herkes bize bakıyordu. Altımızda havalı bir şekilde yürümeye başladık ve birden müdüre karşımıza çıktı.
-"Come to my room.!!!"dedi seslice. Şaşırmıştık ve müdürenin odasının yolunu tuttuk. Samara eline kurallar kitabını aldı.
-"7. substance: Fitting accessories skirt is not prohibited " dedi ve eteğimize taktığımız aksesuarları gösterdik.
-"8. Article 3 said the rule would be one color shirt" diye sesini yükseltti Müdüre.
-"No.. Read again.."dedi Samara gülümseyerek
-"2. substance..!"
-"Taytlar düz renkte olmalıdır. Sorry Tights must be solor colors"dedi Samara ve taytlarımızı gösterdik. Müdüre susup kaldı. Samara onu yenmişti..! Çok havalı bir biçimde yemekhaneye gittik.
-"Biz kural çiğnemiyoruz... Hatta uyuyoruz.."dedi Samara bana dönerek.
-"Biliyorum.."dedim gülümseyerek
-"Very cool.."dedi Drew çok mutluydu.
-"Drew you are amazing..!"dedim ve ona sarıldım. O benim en yakın erkek arkadaşımdı.
-"Oww.. Amazing.."dedi Silvia. Hizmetli olmasına rağmen çok kafa dengiydi.
-"Thanks.."dedik Samara'yla. Ve günün sonunda Tilda bizi gördü ve çok sinirlendi. Biz ise çok mutluyduk herkes bize hayran kalmıştı. Yatakhaneye geri döndük. Samara uyuya kalmıştı ben ise Justini düşünüyordum.

Tasarım..!...!...!...!

Sabah dersler bittikten sonra bahçede buluştuk. Ve Gina müdüreden alışveri izni aldı. 1 saatimiz vardı. Hemen büyük ve ucuz mağazaların olduğu yere gittik. Herkes kıyafet deniyordu. Çok eğlenceliydi. Bir sürü şey almıştık ve rengarenk kumaşlar... Dondurma bile yemiştik...Drew erkek olmasına rağmen dikiş yapmaya bayılıyordu kalan yarım saatimiz için onların evine gittik. Ve formalarımızı ona emanet ettik. Ne yazık ki süremiz yetmemişti...! Oflaya puflaya okula döndük. Tilda bize çok kötü bakıyordu. Yatakhanedekiler ise bikini olayını unutmuşlardı.. Samara'yla yarını öyle çok merak ediyorduk ki... Umarım Drew yeteneklidir..'!

Yeni Arkadaşlar..!

Uyandığımızda herkes bize bakıyordu. Onlara aldırmayarak giyindik ve bahçeye çıktık.

-"Bu sefer bir planın var mı..?"dedim Samara'ya
-"Tabii ki.."dedi bana gülümseyerek ve Christopherların oturduğu masaya gittik
-"Oturabilir miyim..?"dedi Samara. Christopher türkçe biliyordu. Ve Samara çok şanslıydı. Keşke Justinde türkçe bilseydi veya keşke Justini görebilseydim...
-"Hmm.."dedi Christopher ve masada oturan diğer kişilere baktı. Onlar kafalarını salladırlar
-"Okey.."dedi zenci kız.
-"Hi.. My name's Biblo.."dedim ve herkesle el sıkıştım. Masada Christopher, Ahmed, Gina, Drew vardı. Ahmed farslı ve müslümandı, suskun ama iyi kalpli birisiydi. Gina zenci ve hafif kilolu bir kızdı. Drew aptal ve pısırıktı aynı zamanda inekti. Onu Justin itelediğinde görmüştüm. Çok güzel muhabbet ettik. Ve gerçek bir havuz partisi vermeye karar verdik hem de Ginalarda sadece altı kişi olarak... Okul bitiminde bikinilerimizi aldık. Ve müdüreden izin alması için Gina'yı gönderdik. Kabul etmişti çünkü Ginada zengindi. Evleri çok güzeldi ama Tilda'nın ki gibi abartılı değildi. Rahat hissetmiştim Samara havuz kenarında oturup Drewle konuşurken bende Christoher'ın yanına gittim
-"Hey..! Samara'yla konuşmalısın.."dedim gülümseyerek ve yanına oturdum
-"Onunla konuşurken kelimelerimi unutuyorum.."dedi Christopher
-"Ama buna gerek yok.."dedim gülerek
-"Olsun denemeye çalıştım ama her seferinde bir sorun çıkıyor.."dedi Christopher. Kahkaha atmaya başladım böyle çok şirin ve komik görünüyordu. Yanağından makas aldım ve
-"O da senden hoşlanıyor.."dedim
-"Ciddi misin..?"dedi heyecanla
-"Evet ..! Chris o kadar komiksin ki..!"dedim hala gülüyordum. Kurulandık ve Amerikan Tarihi çalışmaya başladık.
-"I dont like .."dedi Samara
-"Okey with me .."dedi Gina ve onu bir sandalye'ye oturtup başına toplandılar
-"Şimdi gözlerini kapat Samara... Ve en mutlu olduğun anı düşün.. Nerdesin..?" dedi Chris
-"Biblo ile birlikte her yerdeyiz..."dedi Samara. Gülümsemiştim. Biraz öyle durduktan sonra gözlerini açtı.
-"Kendini kötü hissetiğinde hep böyle yap.."dedi Chris gülümseyerek. Bana Justini hatırlatmıştı. Ve onu çok özlediğimi... Güneş batıyordu...
-"Teşekkür ederim Chris.."dedi Samara.
-"We have to be popular.."dedi Gina
-"How...?"dedim. Bu çok zordu.
-"I don't know.."dedi Gina
-"we should not be away from each other"dedi Drew.
-"Birbirimizden ayrılmamalıyız.."diye tercüme etti Samara.
-"Of course..!" dedim
-"Uniform..?"dedi Ahmed
-"Ouv.."dedi Samara
-"Hmm.. Yarın buluşalım" dedim aklımda muhteşem bir plan vardı. Ve Gina'nın şoförü bizi okula bıraktı. Sessizce yatakhanelere gittik. Herkes akşam yemeğindeydi ama biz yorgunluktan uyumuştuk.

Rezil Olmamız Eksikti..!

Uzun bir uykudan sonra bikinilerimizi giymeden önce tüm hazırlıkları yaptık. Herşeyi planımız da hazırdı. Parti kocaman bir gemide yapılıyordu. Ben çingene pembesi bir bikini giymiştim ve en sevdiğim küpelerimi takmıştım. Samara ise pembe beyaz çizgili bir bikini tercih etmişti. Çok güzel görünüyorduk. Elimize su topumuzu alarak taksiye bindik. Adam alışıktı herhalde...

-"California'da vapurda havuz partisi..!"dedim heyecanla taksiden inerken. Kocaman bir vapur vardı karşımızda. Çok uzundu. Bir bina kadardı.
-"Christopher mayoyla nasıldır acaba..?"dedi Samara kıkırdayarak
-"Fesat..!"dedim gülerek. Ve vapura bindik. Bizi kapıda türk bir adam bekliyordu.
-"Siz Biblo ve Samara olmalısınız. Beni bayan Tilda sizin için özel olarak tuttu. Lütfen beni izleyin."dedi Adam. Heyecanla onu izledik. Müzik sesi geliyordu. Hmm havuz partisinde jazz müzik çok garip. Birden perde açıldı. Gözüme ışık kaçmıştı. Sahnedeydik birden ayağım kabloya takıldı ve Samaranın kolunna yapıtım aynı anda yere kapaklandık. Ayağa kalkmamızla herkesin ciddi kıyafetler giydiğini gördük. Bize bakıyorlardı.
-"Girls.!!!"dedi Müdüre sinirle. Samara elime yapıştı ve herkesi iteleyerek odadan çıktık. Yatakhanede Samaraya sarıldım ve ağlamaya başladım.
-"Tilda'nın böyle bir hainlik yaptığına inanamıyorum."dedim
-"Ben biliyordum.."dedi ve uyuduk. Kimsenin gelişini görmek istemiyorduk..!

Olsun, Alıştık..!

Sabah uyandığımda Samara yanımda yatıyordu. Onu uyandırdım ve kalkıp sarıldık. Bugün okulun tatil günüydü. Dışarı çıkabileceğimiz 5 saate sahipdik. Normal kıyafetlerimizden birşeyler giyip dışarı çıktık. Tilda bahçede bizi bekliyordu. Barışmamıza sevindiğini falan söyledi. Ve bizi yarın yapılacak büyük partiye davet etti. Bu partiyi babası okul için yapmıştı...! İnanılmaz bir havuz partisi..! Kim hayır diyebilirdi ki..! California'da gideceğimiz ilk parti..! Samara'yla Justini görmek için süslendik ve dışarı çıkarken müdüre bizi çağırttı.! Bizim dışarı çıkmamız yasakmış..! Justin yüzünden..! Kahretsin... Günün yarısını ağlamakla geçirdik. Samara'ya kalsa kaçardık. Ama okuldan atılabilirmişiz ki bu sonsuza dek Türkiye'ye merhaba demek...


Okul boş olduğu için pijama partisi yaptık. Ve yarın giyeceğimiz bikinilerle aksesuarları seçtik. Çok heyecanlanmıştık. Samara'nın dahice bir planı vardı. Partideyken Justini arayacaktık ve bir saatliğine onunla gezecektik. Samara gerçekten bir dahiydi ama tüm planları çok tehlikeliydi. Onunla barışmamıza çok sevinmiştim. Yüzümüze maske yapıp uyuduk. Hemde sarılarak.!

Burada Sadece Bekliyorum.!!!

Uyandım ve Samara'ya pas vermeden giyindim. İlk ders Amerikan Tarih'iydi. Aman ne hoş..! Sınıfa girdiğimde Tilda'nın yanı boştu ve Samara daha gelmemişti. Tilda eliyle bana işaret yaptı ve karşılık veremeden yanına oturmak zorunda kaldım. Samara sınıfa gelip bizi gördüğünde yıkılmıştı. Tilda'ya baktım. Şeytanca gülümsüyordu. O an kalkıp Samara'ya sarılmak istedim. Ama Samara birden sinsileşti ve hızla yerine oturdu. Öğretmen sınıfa girdiğinde saçmalayıp duruyordu. Bir Türk olarak Amerikan Tarihi dersi dinlemek sıkıcıydı. Öğretmen bana döndü ve samimi bir şekilde birşeyler diyerek adımı söyledi. Tilda beni dürttü ve ayağa kalktım. Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Tilda'ya baktım sinsice gülümsüyordu. Samara olsa birşeyler söylerdi... Cevap veremedim ve yerime oturdum.
-"Senden Türkler ve Amerikanlar hakkında bir ödev istiyor.."dedi Samara arka sıradan sert bir sesle.
-"Haa.. Okey.."dedim kafamı sallayarak. Ders bitiminde baş ağrılarım artmıştı. Tilda da diğer kızlarla bahçeye inmişti. Samara'nın yanına giderken
-" Biblo..?"dedi bir oğlan sesi.
-"Justin..?"diyerek sevinçle arkamı döndüm
-"Yes.."dedi Justin. Evet bu Justindi ama bizim sınıfta ki yakışıklı Justin. Benim Justinim değil..!
-"Justin hi.."dedim gülümsemeye çalışarak
-"Hi swetty.."dedi Justin. Bu sözcüğün anlamı güzelim demekti.!
-"Wazzup..?"dedim sevinçle
-"I'm.. I'm..."diye kekelemeye başladı. Birşey olmuştu.
-"Justin.? Are you okay..?"dedim. Sinirle arkasında geçen çocuğu iteledi.
-"Hey..Relax.."dedim Justini ayırmaya çalışırken.
-"Okay.. Sorry.. Aaa.. "dedi ve cebinden bir kağıt çıkarttı.
-"No problem.."dedim gülümseyerek
-"Sen benimle dansa gelmek ister mi.?"dedi Justin. Çok şaşırmıştım.
-"Hey..! Tilda likes you..."dedim gülümseyerek
-"Oh.. Okay.."dedi somurtarak. Elimi sonra görüşürüz der gibi salladım ve uzaklaştım. Dersler her zaman ki gibi geçmişti ve Samara hiç benimle konuşmamıştı. Her fırsatta benden kaçıyordu. Tilda'da Justinle olanları duymuştu..! Yarın olmasın..!

Zengin Olmak Güzeldir...


Sabah olduğunda diğer kızlarla beraber giyinmek iğrençti. Yatakhanenin dışında bizi iki arkadaşıyla bekleyen Tilda'yı gördük. Kahverengi saçları omuzuna kadar lülelenmişti ve şık bir taçla süslendirilmişti. Hafif bir makyaj yapmıştı ve okul kıyafeti bizimkiyle aynı olsa bile daha kaliteliydi. Bahçeye doğru yürüdük. Hizmetlinin önünde durdu.
-"Hi Silvia..!"dedi selam vererek Tilda.
-"Good morning miss Parkens.."diye karşılık verdi asık bir suratla. Ne kadar iyi bir kızdı. Hizmetlilerle konuuyordu ve zengindi.

Dersler sıradan bir şekilde akıp gitti. Günün sonunda Tilda bizi o büyük arabasının beyazıyla aldı. Şoförü de çok asık suratlıydı. Kocaman limuzinde çok da rahat değildik. Evlerine gitmek için okuldan izin almıştık. Okul ise hemen vermişti. Tilda'nın babası okula o kadar çok bağış yapıyormuş ki okul onun sayılırmış. Evlerinin bahçesi çok ama çok büyüktü. Bir sürü bahçıvan vardı. Büyük malikanenin kapıları açıldı. Evin ortasında kocaman bir heykel vardı. Ve fazla fazla büyüktü. Hiçbir filmde bu kadar büyük görmemiştim.
-"OMG..! İt's Victorian House.."dedi Samara. Ve bahçeyi, ahırları, havuzları, helikopter pistini, tenis kortunu gezik. Hayran kalmıştık. Büyük bir günün sonunda şoförleri bizi okula bıraktı. Samara'yla tartışıp durduk. Onunla küsmekten nefret ediyordum. Neden Tilda'dan hoşlanmadığını anlıyamıyordum. Samara fazla kıskançtı..! Ve bu bazen canımı fazla sıkıyordu. Uyumak en iyisi..! Justin ne halde olduğumu görmüyorsun.! Kimlesin şu anda..? Başkası mı yoksa..?!

3 Ağustos 2011 Çarşamba

İlk Gün

Sabah Justinin getirdiği formaları giydik. Kravatları ve takım ceketleri vardı. Etekleri idare eder olsa bile nefret etmiştik.

-"Asla olmaz.!"dedik aynı anda.
-"Sorry Girls but.."dedi ve sustu.
-"Bu kaşındırıyor.. Babannemin kıyafetini tercih ederim"dedi ve ceketini çekmeye başladı Samara.
-"Hiç pembe yok.!"dedim itiraz edercesine.
-"Eziyet çekiyoruz.."dedi Samara
-"Ne tür bir okula gidiyoruz Justin..?"dedim ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Arabaya bindik. Okulun önünde ata binen öğrenciler vardı.
-"Okul öyle mi..?"dedim
-"Hapishaneye benziyor.."dedi Samara. Her ne kadar dıştan görünüşü çok kaliteli dursada ilgimizi çekmemişti.
-"California çok iyi okul burası.."dedi Justin
-"Belli oluyor"dedim
-"Geldik.. Mutlu ol..Benim için.."dedi Justin. Ona veda ettik bu çok zor olmuştu. Ve daha sınıfa girmeden müdür bizi çağırdı.
-"Hi.. Nice too meet you.."dedi ve el sıkıştık
-"Nice too meet you too."dedik aynı anda.
-"Welcome to Octavian Country Day. " diye başladı ve okul kurallarından söz etti. Bize bir roman kitabında 582 sayfalık Octavian Country Day Kuralları kitabı verdi. En küçük hatada disipline gönderilip atılacakmışız. Justinin arkadaşı olduğumuz hakkında konuşma yapmamız yasakmış. Bilmem ne bilmem ne..
-"Christopher Stilins please.."dedi Müdür. Ve çok yakışıklı bir çocuk geldi. Samara çocuğa vurulmuştu.
-"Come on.."dedi Christopher ve biz onunla müdürün odasından çıktık.
-"I'm Samara.."dedi Samara ve tanıştık.
-"Ben biliyor turkish.."dedi Christopher
-"İnanılmaz..!"dedi Samara. Çok sevinmişti.
-"Büyükbaba türk benim.. But he's die.."dedi Christopher
-"Auww. Sorry."dedi Samara
-"No problem..."dedi Christopher. Gülümsediler.
-"Good.."dedi Samara
-"Bu ilk ders.. Amerikan Tarih..Bende bu dersi alıyorum ama önce bilgisayar odaya gitmek. Al bunu Biblo.."dedi ve ders programını bana uzattı.
-"Teşekkürler.."dedim
-"Sınıfta görüşürüz Samara.."dedi ve arkasına bakmadan yürürken heyecandan bir oğlana çarptı. Güldüm.
-"Samara uyan artık.."dedim gülümseyerek ve sınıfa geçtik.
-"Bize yer bul bende öğretmenle konuşayım.."dedi Samara
-"Tamam.."dedim ve sıralara baktım. En önde diğer sıralardan farklı güzel bir sıra vardı oraya oturdum. Yanıma esmer bir kız geldi.
-"Sorry.. What are you doing here.?"dedi sinirle.
-"I... I'am..I'm Turkish."dedim heyecandan konuşamıyordum.
-"Go away.!"dedi kız sinirle
-"Orayı satın almış Biblo.. Kalk.."dedi Samara.
-"Greate..."dedim ve kalktım arkalardan bir yer buldum. Samrada yanıma oturdu.
-"Welcome.."dedi Tarih hocası.
-"Hi.!"dedi Samara
-"Oh.! You must be new students"dedi öğretmen
-"Yes.."dedim
-"Biblo and Samara... And you .."derken öğretmen bir çocuk sözünü kesip
-"Perfect.."dedi yakışıklı bir çocuk.Gülümsedik.
-"in Turkey.."dedi Öğretmen
-"Yes.."dedi Samara
-"Okay.. What do you think about the course Biblo..?"dedi öğretmen. Ama hiçbir şey anlamamıştım. Takıldım.
-"Sakin ol."diye fısıldadı Samara
-"America, England, Turkey, İtaly.."dedi Öğretmen
-"David Beckham's transfer..?"dedi Samara. Ve tüm sınıf gülmeye başladı.
-"No, not..we are talking about the American Revolution ..."dedi öğretmen
-"Sorry.."dedim
-"Okey,tell me who the Americans beat the British?"dedi öğretmen. Tabii biz anlamadık.
-"The great battle of our ancestors was to keep enemies away from the sea."dedi bize bağıran kız.
-"Very nice...."dedi öğretmen. Tenefüs zili çalmıştı.
-"Bu kıyafet kuralı yüzünden hepimiz hostes gibi görünüyoruz.."dedi Samara bahçeye çıkarken. Bahçe çok büyüktü ve kocaman beyaz sandalye ve masalar vardı. Herkes bizimle konuşmaya çalışıyordu.
-"Hi I'am Tilda.."dedi bize bağıran kız.
-"Hi.."dedik ve bizimle arkadaş olmaya çalıştı. Bizde kabul ettik. O sırada Samara'nın Christopher'ı geldi
-"Selam Samara oturabilir miyim..?"dedi Christopher
-"Tabii.."dedi Samara. Christopher gülümsedi ve sandalyeyi kendine doğru çekerken Tilda sandalyeyi tuttu.
-"Go away..!"diye bağırdı Tilda. Christopher gözü arkada yerine gitti.
-"Why..? Chris is very good."dedi Samara gülümseyerek.
-"And handsome... "diye devam etti Tilda. Samara kıskanmıştı.
-"Yes.."dedim kıkırdayarak ortamı yumuşatmaya çalışmıştım
-"If you want to be here permanently you must follow the rules.Example Let me give them a scholarship..! Iyyyk.!" dedi Tilda. Ben anlamamıştım
-"Burada kalıcı olmak istiyorsak kurallara uymalıymışız. Örneğin onlar bursluymuş ve burslulardan hoşlanmıyorlar."dedi Samara. Bu ne kadar aptalcaydı..?!
-"Opss.."dedim
-"Very bad ... "dedi Tilda gülümseyerek ve kalktı. O okulun en zengin, en popüler kızıydı. Bizde çantamızı alıp okulun yatakhanesine doğru yürümeye başladık.
-"Çok şanslıyız..."dedim Samaranın koluna girerken.
-"Öyle mi nedenmiş..?"dedi Samara
-"O okulun en zengin ve popüler kızı.."dedim
-"Bizim ise Justinimiz var.. Veee Chris'e öyle davranmasından hoşlanmadım."dedi Samara
-"Hadi ama bilirsin o kızlar hep öyle davranır.."dedim
-"Burslu olmak Türkiyede büyük başarı demek burada niye o kadar insafsızca..?"dedi Samara sinirli bir şekilde
-"Samara iyi ki bize iyi davrandı..! Okulda herkes ondan korkuyor.."dedim
-"Haklısın ama çok samimi olmayalım.."dedi Samara. Tilda gerçekten çok zengindi. Kendi uçağı bile vardı.
-"Please..?"dedi şoförü Tildanın çantasını kocaman son model arabaya koyarken. Biz ise yatakhanemize geri döndük. Üstüste yatıyorduk ve inatçı Samara üst katı kapmıştı. Yatakhaneden hoşlanmamıştım... Justini özlüyordum.

24 Temmuz 2011 Pazar

Hep Böyle Olur Zaten

Üç günümüzü de böyle geçirdik. Okullar açılmadan önce Samara'yla alışveriş yapmak istedik. Ve Beverly Hills'e gittik. Chanel, Jimmy Cho, Bebe, Valentino, Louis Vuitton, De Beers, Juicy Couture ve daha milyonlarca mağaza...


-"Burası cennet gibi.."dedi Samara
-"Konyadan çok farklı.."dedim gülerek
-"Aaa şu elbiseye bak..!"dedi Samara. Bir sürü şey aldık.
-"Beverly Hills çok pahalı.."dedim
-"Ah...Ama çok güzel bir havası var.."dedi Samara
-"Ve yakışıklıları fazla yakışıklı.."dedim
-"Ve abur cuburları organik.."dedi Samara. Gezmeye devam ettik.Bir sürü şey aldık. Eve geldiğimizde iki yavru köpek bize koştu.

-"Justin.."dedim sevinçle
-"Köpeklere bayılıyorum.."dedi Samara. Bende çok sevinmiştim.
-"Kızlar köpek güzel kötü olan okul.."dedi Justin
-"Bizde gitmek istemiyoruz.."dedim
-"Hayır o değil. Okul üniform..."dedi Justin
-"Ne..?!!!"diye çığlık attı Samara
-"Hayır.."dedim
-"Gidiyor siz özel okul Özel okullar üniform. Devlet okullar serbest..."dedi Justin. Köpeklerle vakit geçirdik. Ve Justine veda ettik. Yarın okulun ilk günüydü.

California'da Randevu

-"Girls..! Open the door..."dedi Justin
-"Who are you.?"diyen bağırdı Samara
-"I'm Justin... Justin bieber..."dedi Justin
-"Who is Justin Bieber..?"dedi Samara
-"Hey.! Samara ..!"dedi Justin
-"Aç kapıyı Samara.."dedim. Ve Samara kapıyı açtı. Justin pijamalarıyla girdi. Saçlarını yapmamıştı. Farklı ve şirin görünüyordu.

-"Günaydın.."dedi ve yanıma geldi. Yatağa oturdu. Samara üstümüze atladı ve Justine vurmaya başladı
-"Kalk yataktan seni pis sapık..!"diye bağırıp vuruyordu. Justin kaçmak için çabalıyordu. Ben ise şok  olmuştum. Justin aradan fırtlayıp odadan kaçtı. Ben gülme krizine girdim. Üstümüzü giyinip aşağıya indik. Kahvaltı hazırlanmıştı. Yerken sohbet ettik. Menajeri geldi ve bizimle ilgili çıkan son haberleri gösterdi. Mutlu olmuştum aslında...Justin bizi gün boyunca gezdirdi. Yıldızlı yolda her ünlünün yıldızıyla fotoğraf çektirdik. Malibu Sahiline gittik. Hollywood'u gezdik. Starstruckta gittikleri ormana gitmeye çalıştık ve başardık. Çok güzeldi. Hiç eğlenmediğimiz gibi eğlendik. Stüdyo'ya gittik ve Justin yeni şarkısını söyledi. Klip çekimi için fikirlerimizi sordu.

Eve döndüğümüzde Justinle karaoke yaptık çok eğlenceliydi. Ve fotoğraflarımızı facebook'a yükledik.

Periler Ülkesi

-"Görüşürüz evim..."dedim ve valizimi babama uzattım. Anneme veda etmek zor olmuştu. Justin arabasıyla dışarıda bekliyordu. Babamlada vedalaştık ve arabaya bindim.
-"Baby.. " dedi Justin
-"Seni seviyorum Juss"dedim
-"Me too."dedi Justin
-"Forever.."dedim ve elini tuttum. Samarayı almaya gittik. Kocaman valizleriyle bizi bekliyordu. Arabaya bindi. Üzgün görünüyordu. Zorro yüzündendir herhalde... Hava alanında herkes bizimle daha doğrusu Justinle fotoğraf çektirmişti.
-"İnanabiliyor musun..?"dedim Samaraya
-"Hayır..Gerçek dışı.."dedi Samara ve uçağa geçtik. Biz Samara'yla oturuyorduk. Justin ise yalnız uyuyordu. Uyurken çok tatlıydı...
-"Çocuğu yiyeceksin.."dedi Samara
-"Ne..?"dedim
-"Bob seni özlemiş.."dedi gülerek
-"Hahaha.."dedim yapmacık bir şekilde
-"Ne var..? Bu kadar uzun süre cinsellikten uzak kalamayacak birisi Justin. Seni sever ama başka kızlarla birlikte olur.."dedi Samara
-"Kapa çeneni.."dedim
-"Yatılı okulda onu göremeyeceğiz.."dedi Samara.
-"Yaaa.."dedim ve sustum. O haklı olduğunda iğrenç hissediyordum. Bana sarıldı. İstanbulda durduk ve hiç beklemeden California uçağına geçtik. Üçümüzde uyuduk. Uyandığımızda California'ya 3 saat vardı. Şarkı dinleyerek zaman geçirdik. Açıkçası havadan California "Peri Ülkesi" gibi görünüyordu. Walt Disney'i gördük. Justin bize söz vermişti oraya gidecektik. Uçak durdu. Justin bizi kendi evine götürdü. Samara'yla aynı oda da kalmak istemiştik. Okullar 3 gün sonra açılıyordu. Hava karanlık olduğu için film izlemeyi tercih ettik. Her zaman ki gibi filmi Samara seçti. Tahmin ettiğim gibi Starstruck'ı koymuştu. Gizlice birbirimize gülümsedik. Ve izlemeye başladık. Justin filme bayılmıştı. Ona Samaranın bana yaptığı şakadan ve ona inandığımdan bahsetmiştim. Çok gülmüştü. Sonra odalarımıza gidip uyuduk. Tabii Samara gece Justin beni kaçırır diye kapımızı kilitledi =D Ve kilidi sakladı...

Yeni Bir Hayat

Uyandığımda annem yanıma geldi. Herşeyi biliyormuş... Sonra kapım açıldı babamı beklerken Justin çıktı.

-"Anne neler olduğunu anlattı ben."dedi Justin
-"Seni California'ya götürmek istiyor."dedi annem
-"Evet.."dedi Justin
-"Ve sizde izin vermediniz..."dedim anneme bakarak
-"Hayır vizeni bile almış çocuk. Ama tek bir şartımız var."dedi annem
-"Neymiş anne..?" dedim
-"Yatılı okula gideceksin ve sadece pazar günleri Justini göreceksin. Birkez bile okuldan kaçarsan Konya'ya dönersin. Veya düşük not alırsan..."dedi annem
-"Tamam.! Tamam..! Söz.."dedim
-"Biblo bilemiyorum sana güvenmek istiyoruz.."dedi annem
-"Söz verdim.."dedim
-"Ben gidiyorem.."dedi Justin
-"Görüşürüz.."dedim. Samarayı da çağırmış. Çok mutluydum. Ama biraz başım ağrıyordu. Aslında yatılı okul beni biraz germişti. Herşeyimi hazırladım. Yarın tekrar California'ya dönüyorduk. Orada okullar erken açılıyor zaten...Biraz internette takılıyım. Olamaz.! 500 arkadaşlık isteği mi.?! Çüş..! Justinin sitelerinde bizim resimlerimiz var. Yorumlarda bana küfrediyorlar. Sürtükler. Ne Patitoda mı..?! Şerefsiz... Oha yaaa ... Selenayı tercih ederiz yazmışlar... Yalancı falan mı..? Kahretsin.! Fakelerimde var aman ne güzel..? Duvarıma gelen yazılarda yavşamaları görüyorum. Sürtükler.. Kaltaklar...!!!! Ah başım uyucam ben.!

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Dilek Tut..!

Sabah olduğunda Samara evine gitmiş... Justinle anlaştık. Bu akşam beni almaya gelecek. Tüm gazetelerde resmimiz var. Televizyonda ise sürekli yumurcak tv açılı... Umarım kimse görmez... Akşam olduğunda aşağı indim. Ormana gidiyorduk.


-"Hava karanlık.."dedim
-"Boşver.."dedi.


Gözlerimi elleriyle kapattı ve arabadan indik. Gözlerimi açtığımda her yerde mum olduğunu gördüm. Çok şirin battaniye, kola ve şampanya vardı. Boynuna atladım. Öpüşmeye başladık. Çok heyecanlıydım...Nefes nefese kalmıştık... Telefonu çaldı.
-"Özür dilerim.."dedi Justin ve telefonunu kapattı. Tekrar öpüşmeye devam ettik. Üstündeki t-shirt'ü çıkarttı.
-"Dur. Üzgünüm daha fazla ileri gidemem.."dedim
-"Aaa. Anlıyorum..Tamam."dedi Justin. Ve öpüşememizi kesip cola içtik. Beni eve bırakmadan önce bir daha öpüştük. Ve -battaniye'ye uzandık.
-"Yıldız kaydı.!"dedim
-"Dilek tut."dedi
-"Dilek mi..? Hiç ihtiyacım yok şu an çok mutluyum zaten..."dedim gülümseyerek.
-"Bende.."dedi Justin
-"Gelmene çok sevindim.."dedim
-"Seni seviyorem.."dedi ve tekrar öpüştük. Sonra beni eve bıraktı.

Festival gibisin kamp kurmak istiyorum =D

Sabah Samara'nın telefonuyla uyandım ve ona gittim. Californiadan kaçırdığımız kıyafetleri giydik. Hafif bir makyaj yaptık. Onun saçına maşa yaptım o da benimkini düzleştirdi. Güzel görünüyorduk.


-"Rüyaları özledim.."dedim
-"Rüyalar beni çok yormuştu.."dedi
-"Haklısın.."dedim ve dergi falan okuduk. Kapı çaldı.


-"Patito.!"dedik aynı anda
-"Aaa. Hoşgeldin.."dedi Samara
-"Habersiz geldiğim için özür dilerim.."dedi Patito
-"Önemli değil. Geç."dedi Samara. Patito daha da kilo almıştı.
-"Merak etmeyin festivalde arkadaşlarımla takılcam.."dedi
-"Hmm.."dedik
-"Kıyafetlerinizi çok beğendim.."dedi Patito
-"Evet pazar malı.."dedi Samara
-"Bakabilir miyim..?"dedi
-"Iyy ezik misin..?"dedim
-"Hayır sen öyleydin değil mi..? Sigara kadar kötü tatlım.."dedi Patito
-"Kavga çıkartmaya mı geldin..?"dedim
-"Hayır festivalde görüşürüz.."dedi ve çıkıp gitti. Bizde 15 dk sonra çıktık ve tranvaya bindik. Tanıdığımız kişilerle selamlaşıyorduk. Ve genelde Zeytin,Dolunay ben ve Samara geziyorduk. Samara Zorro'yu görmemişti. Samara'yla ben etrafı gezmeye başladık. Sonra Zeytin aradı ve Manga'nın 15 dk sonra çıkacağını söyledi. Manga'da çok eğlendik. Tarkanı beklerken cola almak istedim ve arka tarafa doğru yavaş yavaş yürümeye başladım. Herkes çığlığı bastı ama ne çığlık.! Herkes çığlık atıyordu. Ben arkamı dönüp sahneye bile bakmadım.


-"Hey.. Burada olmak guzel... Ben buraya geldim çünkü onlar olmayınca olmuyor."dedi bir ses
-"Justin.! Justin!" herkes çığlık atıyordu. Birden arkamı döndüm ellerimde ki colalar yere düştü ve Samara'yla koşmaya başladık.
-"Biblo ve Samara nerdesiniz..?"dedi Justin. Bizi fark etti ve güvenlikler bizi sahneye aldı. Titriyorduk. Kalbim deliler gibi atıyordu.
-"Sizi tanıştırayım. Bu Samara... Herşeyi başlatan kişi... Tam bir baş belası... Ve hayatımda tanıdğım en zeki ve aptal kişi...Bu Biblo kalbimin sahibi... Bana hayatın anlamını öğreten kişi... Gerçek sevgiyi veren.."dedi Justin çok duygulandım
-"Ve herkes duysun ki onu seviyorum. Onun için öğrendim Türkçe ve geldim Turkey. Seni Seviyorem Biblo.."dedi Justin ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup sarıldı. Sonra üçümüz sarıldık.
-"Herkese iyi eğlenceler.. Bu şarkı herşeyi başlatan kişiye gelsin.. En iyi dostum Samara'ya... Never Say Never.!"dedi ve şarkı çalmaya başladı. Biz şoktaydık. Herkes bize bakıyordu. Ve flashlar patlıyordu. Kızlar güvenliği geçmeye çalışıyordu. Justin şarkıyı bitirdi ve arka kapıdan tüydük. Hem de Şahin arabayla =D İkimizde benim evime bıraktı. Sabah görüşüz dedi. Annemlerin haberi olsa bile korkmuyordum. Samara'yla hayal kurup durduk. Ve sonra sızdık..

Dönüş

Ben hiç uyuyamamıştım ama Samara kucağımda uyumuştu. Kapı çaldı.
-"Kim o.?"dedim
-"Merhaba Biblo.. Ben senin şoförünüm.."dedi adam
-"Merhaba valizler şurada.."dedim. Adam valizleri alırken ben Samara'yı uyandırdım. Evimize kısa süreliğine veda ettik. Arabaya bindik.
-"Justini aramalısın.."dedi Samara. Her zaman olduğu gibi yine haklıydı. Aradım ve olanları anlattım. Çok üzüldü... Uçağa binmeden önce herşeyi ailemede anlattım. Tabi Justinden haberleri yok..


-"Bu kadar mıydı..?"dedim umutsuzlukla
-"Hayır.."dedi Samara ve sarıldık. İstanbula gidene kadar müzik dinledik. Neredeyse 10 saat uçmuştuk. Hiç konuşamıyorduk. Samara tüm eşyaları valizine almıştı neredeyse. İstanbulda indik ve Konya uçağına transfer olduk.
-"Festivale gideriz bari.."dedi Samara
-"Bilmem istemiyorum."dedim
-"Kirpiler atlar siksin seni..Depresif Öküz.!"dedi Samara
-"Tamam gidelim sen sus yeter ki.."dedim. Annemi dert etmiyordum çünkü eskisi gibi değildik. Çok iyi bir ilişkimiz vardı. Kardeşlerime daha iyi davranıyordum. Konya'ya gelmiştik. Ağlamak istedim. Dolmuşa binip evlere dağıldık. Aileme biraz yalan söyledim. Otelde kaldığımızı kurs aldığımızı falan... Odama geçtim
-"Alo Biblo..?"dedi Justin
-"Justin.."dedim ağlamaya başladım
-"Dont.. Please... Seni seviyorem"dedi Justin. Güldüm
-"Seviyorem.."dedim
-"Konya da mısın..?"dedi
-"Evet.."dedim
-"2 Hafta kaldı ..."dedi
-"Saol yaaa"dedim gülerek
-"Ben uyuyorum. Good Night Honey.."dedi Justin. Kapatır kapatmaz Samara aradı.
-"Yarın festival var. Saat 10'da bizde ol.."dedi
-"Oha 10 mu..?"dedim
-"Evet  13.30'da evden çıkarız."dedi
-"Tamam yaa.!"dedim ve uyudum

Reklamlardan Sonra Devam Edecek.

-"Dün ben sızmışken neler oldu..?"dedi Samara .Yarı uyanıktım ama birden fırladım ve anlatmaya başladım.
-"Limuzinin kapısı yavaşça açıldı. Sonra ayağım yere dokundu ve son bir kez bakmak için Justine doğru yürüdüm. O güzel gözler... O harika tebessüm... Ve sonra neyse ki eve girdim."dedim ve öpüşmeden bahsetmedim. Kapı çaldı.
-"Ah merhaba..."dedi Justin
-"Merhaba.."dedim gülümseyerek çok şaşırmıştım.
-"Merhaba..."dedi Samara
-"Burada ne işin var..?"dedim gülümseyerek
-"Seni görmeye geldim.."dedi
-"Vay.."dedim
-"Yemeğe çıkalım mı kızlar..?"dedi Justin
-"Harika olur.."dedim
-"Vay güzel araba.."diye kıkırdadı Samara
-"Tanınmak istemedim.."dedi gülerek Justin
-"Seni her halinle tanırım.."dedim
-"Çünkü sen beni hissediyorsun.."dedi Justin
-"Romeo Romeo.! Ne..? İnek romeodan bahsediyorum. Hani şu üstüne binilen.."dedi Samara. Küçük sarı arabaya bindik ve küçük bir hamburgercide durduk. İçerisinde az kişi vardı ve herkes bizi izliyordu.


-"Cheeseburger.."dedi Justin
-"Me too."dedi Samara
-"Hamburger.."dedim bende ve beklemeye başladık. Yemeklerin tadı acaip güzeldi. Mcdonalds'ı geçtiğine yemin edebilirim.
-"California'yı gezmediniz mi..?"dedi Justin
-"Malesef.."dedi Samara
-"Tamam büyük gün yarın..Bugün kardeşimle ve annemle ilgilenmek zorundayım.."dedi Justin. Yemeği yedik ve bizi eve bıraktı.
-"California Beverly Hills'de evde oturuyoruz.."diye mızmızlandı Samara. Telefonum çaldı.
-"Merhaba Biblo Hanım. Kazandığınız California tatilinde olduğunuzu biliyoruz ama bir sorun çıktı. Bir haftalığına dönüp, 2 hafta sonra tekrar California'ya gelebilirsiniz.."dedi adam
-"Ne..? Neden..?"dedim ağlamaklı bir sesle
-"Üzgünüz.. Yarın sabah sizi almaya gelirler. 2 Hafta sonra tekrar döneceksiniz merak etmeyin..İyi Günler.."dedi ve kapattı. Herşeyi Samara'ya anlattım. Ve valizimizi hazırlarken bize verdikleri dolapta ki kıyafetleri ve evde beğendiğimiz eşyalarıda aldık hatta Samara fazla yakışıklı komşularımıza kek yaptı ve fazla valiz istedi. Sabaha kadar Disney Channel izledik.

Büyük Buluşma

Uyandığım kuşların sesi geliyordu. Samara bornozuyla içeri girdi.
-"Gazeteye bak.!"dedi Samara ve gazete fırlattı. Gazetede ben, justin ve samaranın resmi vardı.! Ne resmimi vardı.?!
-"İnanılmaz..!"dedim
-"İyi mi kötü mü..?"dedi Samara
-"Bilmiyorum..."dedim. Paldır küldür aşağıya indik ve televizyonu açtık. Kanalları değiştirirken gözümüze çarptı.
-"Evet o kızla aramızda hiçbir şey yok sadece hayranımdı. Ve onunla küçük bir yemeğe çıkacağız bu kadar..."diyordu Justin magazin programında. Yıkılmıştım.
-"Piç.! Üzülme tatlım... Böyle demek zorundaydı.."dedi Samara
-"Odama çıkıyorum.."dedim ve ağlayarak odama çıktım. 15 dakika sonra elinde milkshakele Samara geldi.
-"Göz yaşlarıyla iyi gider..."dedi
-"Bugün gezmesek olur mu..?"dedim
-"Olmaz gece disco'ya akıcaz..."dedi Samara. Kabul etmek zorundaydım. Kapı sesi duydum.


-"Who are you..?"dedi Samara
-"Please open the door..."diyordu bir bayan
-"Merhaba.."dedi bir adam kapının arkasından. Samara kapıyı açtı.
-"Biblo nerede..?" dedi adam
-"Buradayım siz kimsiniz..?"dedim
-Lütfen bizimle gelin bizi Justin yollattı."dedi adam. Hızla aşağıya indim. Ferrari evimizin karşısında duruyordu. Samaranın kolundan tuttuğum gibi arabaya atladık. Kadın ve adamda bindi. Ne yaptığımı bilmiyordum ama mutluydum. Lüks bir gökdelenin önünde durduk. İçerisi daha da güzeldi. Herkes bizimle ilgilenmeye çalışıyordu.
-"Eskiden hep ünlüymüşüz gibi davran derdin bak şimdi öyle davranmak daha kolay.."dedi Samara. Bizi bir odaya götürdüler. İkimizinde saçlarını ve makyajlarını yaptılar. Çok güzel kıyafetler verdiler. Ben mavi giymiştim Samara siyah... Ünlü Kulisinde beklerken kapı çaldı ve ben açtım. Karşımda Justin duruyordu. Bana gülümsedi. Bir anda salak gibi olmuştum. Sadece gülümsedim Elimden tuttu. Uzun koridorda yürümeye başladık. Samarada arkadan koşturuyordu.


-"Hazır mısın..?"dedi Justin
-"Neye.?"dedim ve birden gözümün önünde şimşkeler çakmaya başladı. Veya fotoğraf makinleri. 100'den fazla muhabir ve kameraman gördüm. Gülümseyemeye çalışıyordum. Magazincileri atlatıp bahçeye çıktık. Ve tekrar arabasına bindik. Arabada  sigara çıkarttı.
-"Yanımda içme.!"dedim
-"Özür dilerim.."dedi ve söndürdü. İçki doldurdu. Samara'yla ben şok olmuştuk. Çok şık bir yerde durduk. En iyi masayı bize ayırmışlardı.
-"Zor olmalı..."dedim
-"Ne..?"dedi Justin
-"Yok bişey.."diye mırıldandım
-"Gazetelere yanlış bilgi vermişsin.."dedi Samara suyundan yudumlarken.
-"Onlar yanlışı severler..."dedi Justin.
-"İçmiş.."diye fısıldadı Samara kulağıma.
-"Bazen çok zor geliyor.!"dedi Justin
-"Anlıyorum.."dedim ve elini tuttum. Bana öyle hüzünlü baktı ki...
-"Herkes benim peşimde..."dedi Justin
-"Sizi anlamıyorum. Ünlü olmak istiyorsunuz ama hayranlarınızı reddediyorsunuz."dedi Samara sinirle
-"Çok zor Samara... Başına gelmeden o ağırlık duygusunu hissedemezsin."dedi Justin. Ve garsonu çağırdı
-"Bana kola.."dedim
-"Ben viski alayım.."dedi Justin
-"Bende şampanya lütfen.."dedi Samara. Koluna vurdum. İçkiler geldi.
-"Samara birde seninle uğraşmayalım."dedim
-"Ben sarhoş olmam tamam mı..?"dedi Samara.
-"Büyük buluşmalara.."dedi Justin ve kadeh kaldırdı. Gülümsedim ve kadeh kaldırdım.
-"Waoww.".diye mırıldandı Samara
-"Aç mısınız..?"dedi Justin
-"Ben değilim.."dedim Samara da başını salladı.
-"Evime geçelim.."dedi ve ayağa kalktı. Bizde peşinden gittik. Samara hafif sarhoş olmaya başlamıştı. Kadehini eline aldı ve restorantdan çıktı.
-"Gerizekalı bırak şu kadehi.!"dedim
-"Yaaa. Hahahaha.."dedi Samara. Arabaya bindik. Yokuşa tırmanıyor gibiydi. İnanılmazdı o ünlü "Hollywood" yazısının orasına tırmanmıştık. Bunu Starstruck'ta görmüştüm ama onlar bile tırmanmamıştı. Arabayı kenara çekti ve kapımızı açtı. Hollywood yazısının o'suna oturmaya çalıştı.

-"Dikkatli ol düşeceksin.!"diye bağırdım.
-"Merak etme.."dedi çok sakindi. Samarada gidip diğer o'ya oturdu. Bende yavaşça çıktım.
-"Çok güzeeel.."diye mırıldandım.
-"Bu benim en büyük hayalimdi.."dedi Samara. Ona bakıp gülümsedim. Biraz manzarayı izledik
-"Gidelim artık.."dedi Justin kendisi indi. Ve benimde elimden tutup inmeme yardım etti. Arabaya bindik.
-"Kızlar bana gidelim mi..?"dedi
Justin.
-"Aaa, bilmiyorum.."dedim
-"Olur.!"dedi Samara. Evi çok çok çok büyüktü. Güvenliği otoparkı açtı. Eve geçince anahtarı fırlattı.Parmağını şıklattı ve tüm ışıklar yandı. Beyaz bir odadaydık. Masa ve bar vardı. Mini dolaptan şampanya aldı.
-"Yeah.!"diye bağırdı Samara. Ayakta duramıyordu...
-"Biz içmeyelim. Eve gitmek istiyorum.."dedim
-"Ow tamam çıkalım o zaman.."dedi otoparka indik. Limuzini aldı ve şoförü çağırdı. Öne Samarayı bindirdik ve orada sızdı.
-"Bu gece çok güzeldi."dedim bana baktı ve öpmek için yaklaştı. Küçük bir öpücük kondurdu. Ve şoför kapımı açtı. Samarayı çıkarttım. Merdivenlerden çıkarken
-"İyi geceler Biblo.."dedi Justin
-"İyi geceler Justin.."dedim gülümseyerek. Eve girince zıplamaya başladım. Çok mutluydum. Samarayı odasına yatırdım ve gidip meyveli yoğurt aldım. Odama çıktım ve hayaller kurarken uyudum.

İlk Görüşte Aşk'a İnanır Mısın..?

Ormandaydık. Samarayı göremiyordum ama hissediyordum. Ve gözümdeki buğulanma gitti. Samaranın elinde bir mektup vardı. Ormandan ses yükselmeye başladı.

Aşkı sadece bir saat hissedeceksem, bana verilen sadece bu olsaydı, Dünya üzerindeki o bir saatlik aşkı da sana verirdim. İmza: Zorro

Hayır..dedim kendi kendime...Samara yıkılmış görünüyordu. Birden gök gürledi ve Zorro göründü. Alışveriş merkezinde bekliyordu yanına bir kız geldi ve mektup uzattı. Konuştular. Samara izlerken çok sinirleniyordu.
-"Böyle yapma Samara..!"dedim
-"Onlar yapıyor.! Kessinler!"diye bağırdı Samara. Gözleri dolmuştu.Yürümeye başladım Samarada peşimden geliyordu. Ormanın diğer kısmı bembeyaz karla kaplıydı. Ama hiç şaşırmamıştık. Yürümeye devam ettik. Birden durdum
-"Yoluna devam etmelisin Samara..!"dedim
-Öyle yapıyorum zaten.."dedi yürümeye devam ettik. Laleli bir yoldan gidiyorduk.Küçük incecik bir adaya dönüştü bir kısmı geceyi diğer kısmı gündüzü yaşıyordu. Ortada ise şelale vardı.
-"Zorronun peşini bırak.."dedim
-"Ne.?!"dedi şaşkınlıkla
-"Gerçek aşk hep böyledir..."dedim
-"Sus.!"diye bağırdı.
-"Ayrıldınız. Rüyalarımıza bak gerçekle alakası yok."dedim
-"Sus.! Sus artık sus.!!!"diye bağırmaya başladı. Yere çöktü. Şelalenin arasından Justin süzüldü.
-"Samara yapma böyle..."dedim yanına giderek onu kaldırmaya çalıştım. Justinde yardım etti
-"En iyisi uyanmanız... Yarın otelde bekliyorum. Otelimin ismi Porto Belle... Numara 788"dedi Justin.
-"Sus!!"diye bağırdı.
-"Gidelim Biblo.."dedi Justin
-"Onu bırakmam.."dedim ve Samarayı kaldırmaya çalıştım. Ağlıyordu. Gözünden mavi yaşlar akıyordu. Uyandım birden. Samara kucağımda yatıyordu. Gözlerini açtı. Ona kahvaltı hazırladım. Azıcık yedikten sonra gidip üstünü giyindi. Çok hoş görünüyordu. Bende giyindim. Dışarı çıkıp taksi çağırdık.
-"Porto Belle Hotel please.."dedim. Otel inanılmaz büyük ve pahalı görünüyordu. İçeriye doğru yürüdük.
-"Hi.!"diyen çalışanlar vardı. Biz ise asansöre ilerledik. En aşağıya bastık. Görevliler burada kalıyor olmalıydı.
-"Sessiz ol..."dedi Samara. Çamaşırhaneye girdik. İki tane takım elbise vardı bayanlar için. Hayalimizdeki elbiseydi ama olsun... Giydik ve elimize oda servisi artabasını alarak görevli asansörüne bindik.
-"788'i bulmalıyız."dedim
-"İşte orada.!"dedi Samara . Heyecanla kapıyı çaldık.
-"Justin biziz aç kapıyı..!"demeye başladık
-"Sizi yalancılar.!"diye bir adam bize doğru koşmaya başladı.
-"Biblo ve Samara aç kapıyı Justin.!" diye bağırdım. Adam bizi çekiştirmeye başladı. Justin kapıyı açtı.
-"Biblo.!"dedi ve sarıldı yarı çıplaktı. Justini daha önce milyon kere rüyalarımda hissetmiştim ama böyle hissetmek beni çok çarpmıştı.
-"Justin!"diye bağırdım
-"Samara..?"dedi Samara gülümseyerek.
-"Hey.!"dedi ve Samaraya sarıldı. Çok mutluydum. İnanılmazdı ama gerçekti. Külkedisi Prensi seviyordu.
-"I'm very happy..."dedi Justin
-"You cant speak turkish."dedi Samara
-"Yeah."dedi ve elimi tuttu.
-"I miss you..."dedi gülümsedim
-"I miss you too."diye karşılık verdim. Dünyaca ünlü bir yıldız beni özlemiş.
-"You are my dream girl..." dedi Justin. Ben onun rüyalarının kızı mıyım.!? Çok romantik
-"Hey.! I will witch.."dedi Samara. Güldük.
-"Justin.! You must be speak turkish."dedim
-"No i hate turkey, i hate turkish.!"dedi Justin
-"Please..."dedim
-"Bakarız..."dedi Justin
-"Ne.? What..?"dedi Samara
-"Sizin için öğrendi."dedi Justin
-"Anow yesinler seni..."dedi Samara
-"Pis kız..."dedi Justin
-"Hayvan.."dedi Samara
-"Bizim eve dönmemiz gerekiyor. Samara bugün biraz yorgundu zaten..."dedim
-"Bugün naturel dream görmek olur iyi."dedi Justin
-"Türkçe öğrendim diye sik tutuyo.."dedi Samara. Justinle vedalaştık. Beni yanağımdan öperken çilek kokan nefesini hissetmiştim. Samarayla taksiye bindik. Eve geldiğimizde onu yatağına çıkarttım. O uyurken bende yanına kıvrıldım. Ve normal rüyalara süzüldüm...