11 Ağustos 2011 Perşembe

Kalkma vaktiydi... Hazırlanıp aşağı indik. Justin valizlerimizi yeni arabasına koydu. Ve sonsuza dek bu okuldan uzaklaştık...
-"Kurtulduk..!"diye bağırdı Samara. Justin ise -Love Me-'yi açtı
-"Görmemişin şarkısı olmuş.."dedi Samara ve cd'yi değiştirip Lady Gaga açtı.
-"Love me'yi severim.."dedi Justin
-"Bende fuck you'yu severim.."dedi Samara
-"Samara şu anda mutluyuz.."dedi Justin
-"Evet neden senin arabesk şarkılarını dinleyerek üzülelim ki..?"dedi Samara
-"Lady Gaga'yla tanışmak ister misin..?"dedi Justin
-"İsteseydim tanışmış olurduk.."dedi Samara. Haklıydı... Justini onun sayesinde tanımıştım.
-"Tamam Samara. Sorun ne..?"dedi Justin
-"Senin bu kadar ünlü olman sorun.!"dedi Samara
-"Susar mısınız artık..?"dedim
-"Üzgünüm.."dedi Justin. Judas çalmaya başlayınca Samaranın keyfi yerine geldi
-"Bizi nereye götürüyorsun..?"dedim
-"Benimle kalmanızı çok isterim ama istemezseniz ev tutabiliriz."dedi Justin. Samaraya baktım.
-"Evin reisi ben olursam kabul.."dedi Samara
-"Reis..?"dedi Justin
-"Müdür gibi birşey.."dedim
-"Evin müdürü annemdir.."dedi Justin
-"Artık benim.!"dedi Samara
-"Pattie Lynn.."derken Justin Samara sözünü kesti.
-"Palette =D"dedi Samara
-"Ha..?"dedi Justin evlerine gelmiştik.  Kocaman ve lüks harikası demek az kalır... İnanılmaz bir evi vardı.
-"Dünya'nın 8. harikası Justin Bieber falan değil Justin Bieber'ın evi.."dedi Samara. Ağzımız açık evi izliyorduk. Bu evini yeni görmüştüm. Fazla güzeldi...
-"Kızlar inebilirsiniz..?"dedi Justin. Kapımı açtı ve indik. Hizmetçiler kapıda bizi bekliyordu. Büyük kapıdan geçergeçmez burnuma leylak kokusu geldi. Hizmetçiler Justini ve bizi selamladı. Samara hemen eve yayılmıştı.
-"Hadi bizi gezdir.."dedi Samara
-"Tamam bu taraftan.."dedi ve evi gezmeye başladık. Bize verdiği oda çok güzeldi. Hayatımda gördüğüm en büyük odaydı. Üstümüzü değiştirip öğlen yemeği için aşağı indik. İnanılmaz bir sofra hazırlanmıştı. Samara koşarak indi.
-"Hadi bağalım buyur Justin, çekinme.."dedi ve hızla yemeğe başladı. Onu boşverip gülümseyerek Justinin yanına indim. Sandalyemi çekti ve oturdum.
-"Afiyet olsun Samara."dedi komik bakışlarıyla Justin
-"Yemek yerken konuşulmaz."dedi Samara ve yemeğe devam etti. Çatalımla yemekten alırken üstüme döktüm. Justin ise elimden tuttu
-"Sakin ol..Artık hep yanımdasın.."dedi ve elimi bırakıp peçeteyle üstümü sildi. Çatalımla yemekten alıp ağzıma uzattı. Yedim ve gülerek
-"Bebek değilim..Sadece sakarım.."dedim
-"Evet bebeksin. Justinin bebeğisin.."dedi Justin gözlerime bakarak
-"O zaman baby baby huuuğğ"dedi Samara
-"Saol Samara.."dedim gülerek. Justin ise ters bakıyordu.
-"Tamam lan .. Bebekte üç beş tur atarım.. Bir sen bir ben bir de bebek..!"dedi Samara.
-"Karnın doydu mu bari..? Tüm dünya'yı yedin de."dedi Justin,
-"Doymadı.."dedi Samara ve pizzasını yemeğe devam etti. Hatta gece için milkshake, cheesecake ve turta siparişi verdi.
-"Obez."dedim şakasına
-"Gerizekalı bulmuşken ye.."dedi Samara
-"Bu kadar yersen klibimde oynayamazsın. Şişko kızlardan hoşlanmam.."dedi Justin
-"Sikem senin şişko kızını. Daş gibiyim.."dedi Samara
-"Sikem..?"dedi Justin
-"Fucker baby.."dedi şiveli bir biçimde Samara
-"Kötü kız.."dedi Justin
-"Nerde lan Pattie..?"dedi heyecanla Samara
-"Ne..?"dedi Justin
-"Kötü kız dimedin ni..?"dedi Samara
-"Didim.."dedi Justin
-"Eee bende Battie geldi zanarım.."dedi Samara. Justin anlamamıştı. Samarayı dürttüm. Bana gülerek baktı.
-"Yemekler çok güzel.."dedim konuyu değiştirmeye çalışarak
-"Ah birde yemeyi bilsen.. Çatalı tutuşuna bak.."dedi Samara dalga geçerek
-"Poff."dedim göt olarak..
-"Justin emmi nereye gidiyoruz akşam..?"dedi Samara
-"Evde kalmalıyız. Muhabirler evin kapısında bekliyor.."dedi Justin
-"Ciddi misin..!"dedi Samara heyecanla
-"Malesef.."dedi Justin. Bu çok sinir bozucuydu. Justin beni saklıyordu resmen.
-"Benim için haber olmak önemli değil..."diye mırıldandım.
-"Benim için önemli... Bir hafta sonra sıkılırlar..."dedi Justin
-"Bir hafta mı..?!"dedim
-"Süper.!"dedi Samara
-"Evde wii oynarız.."dedi Justin. Ve yemeği bitirip piyano çaldık. Klipten bahsettik ve upuzun bir süre wii oynadık. Guitar hero inanılmaz birşeydi..! Akşam yemeğinden sonra Samaranın özel isteği cheesecakelerden yerken Justin berbat bir konu açtı.
-"Biblo yatalım mı..?"dedi Justin
-"Ne..?!"dedim. Aslında bunu bende düşünmüştüm. Çok merak ediyordum
-"Oha..!"dedi Samara
-"Ciddiyim ben.."dedi Justin
-"Justin ben bakireyim.."dedim
-"Ne..?"dedi Justin
-"She's virgin.."dedi Samara. O bu sözcükleri iyi bilirdi.
-"Oh... Biliyorum.."dedi Justin
-"Eee..?"dedi Samara
-"Benimde ihtiyaçlarım var. Sizi tanıdığım günden beri ilişkiye girmiyorum."dedi Justin
-"Haklı.."dedi Samara bana bakarak. Ben konuşamıyordum.
-"Ben su içicem."dedim ve kalktım.
-"Samara..?! Uzun zamandır ilişkiye girmiyorum çok rahatsızım.."dediğini duydum Justinin
-"Biblo hazır değil.."dedi Samara. Kapının arkasına saklandım ve dinlemeye başladım.
-"Yani..? Sürtüğün tekiyle mi birlikte olayım..?"dedi Justin
-"Ona biraz zaman ver..? Örneğin yarın..?"dedi Samara
-"Tamam .. Ama beni de anlayın.."dedi Justin
-"Justin emin ol seni ve Bob'u anlıyorum.."dedi Samara gülerek. Justin kıpkırmızı oldu. Ben içeri geçtim ve bilmiyormuş gibi davrandım.
-"Benim uykum geldi.."dedim
-"Tamam.."dedi Justin
-"Amığa bak böyle yerlerin tadını çıkartmaz gider uyur.."dedi Samara. Ama Justinin anlamadığına eminim... Kalktı ve birden dudaklarıma yapıştı. Dengemi kaybedip koltuğa düştüm. Eliyle başımı tutuyordu. Nefes almam zorlaşmıştı. Alt tarafıyla baskı uyguluyordu. Hissetmiştim ve korkudan onu iteklemiştim. Hızla yere düştü.
-"Sorry.."dedim heyecanla ve gülmekten pancar gibi olan Samaranın koluna yapışıp odamıza doğru koşmaya başladım. Hemen uyudum. Samara ise hala evi geziyordu.

9 Ağustos 2011 Salı

Ger Dönüş


Sabah çığlıklarla uyanmıştık. Samara üstümde tepiniyordu.
-"Justin burada..!"diye bağırıyordu. Çığlık atarak kalktım ve koca okulda pijamalarımla bahçeye fırladım. Kalabalığı aşarak ona ulaştım. Bana bakıp gülümsüyordu. Ona doğru koşmaya başladım o sırada yanına Tilda geldi. Justin ona bakıp gülümsedi. Ve öpüşmeye başladılar... Uyandım Samara üstüme çıkmıştı
-"Sakin ol ama Justin burada.!"dedi Samara. Ne rüya mıydı..? Ne Justin mi..? Koş Biblo.!!!!!! Pijamalarımla koşmaya başladım herşey rüyamda ki gibiydi. Ve yine kalabalığı aştım. Justin beni fark etti ve gülümsemeye başladı. Ona doğru koştum ve sarıldım.
-"Seni çok özledim.."dedim ve tam öpecekken müdüre gelip kolumdan çekiştirdi.
-"Justin Bieber is a student... !"dedi müdüre. O sıradan bir öğrenci değildi o benim  Justinimdi. Sinirle yatakhaneye koştum. Samara da peşimden geldi
-"Artık dayanamıyorum..! Türkiye'ye gidelim gerekirse ama bu okul bitti.!"diye bağırdım
-"Hey..! Sakin ol.."dedi Samara ve beni durdurmaya başladı. Ders için çantamı aldım ve çıktım. Yine herkes bana bakıyordu.! Matematik sınıfında herkesin dikkatle izlediği Justini gördüm. Ona doğru yaklaşıp
-"Oturabilir miyim..?"dedim normal davranmaya çalışarak
-"Tabii ki.."dedi Justin.
-"Seni çok özledim.."dedim
-"Bende ve türkçe öğrendim.."dedi Justin. Ona bakamıyordum. Önüme doğru bakarak konuşuyordum ve sınıfta ki herkes bize bakıyordu. Christopher yanımıza geldi ve
-"Ona normal davranmayan disipline gönderilecek.."diye fısıldadı. Çok saçmaydı.! Biz birbirimize aşıktık.'! Öğretmen geldi ve en sevmediğim dersi anlatmaya başladı. İlk günden disipline gönderilen 4 kişi vardı bile... Takmamaya çalıştım ve ders bitiminde Samara'nın koluna girip dışarı çıktık. Her zaman ki masamız yerine eski masamıza oturduk. Justin bahçeye çıktı herkes ona bakıyordu. O ise yanımıza oturdu. Sustuk hiç konuşmadık. Herkesin gözü bizdeydi.
-"Bu böyle olmaz.."dedi Samara
-"Yakında alışırlar.."dedi Justin
-"Gerginliiiik.."dedi Christopher
-"Nereye kadar Justin..?"dedim. Gözlerime baktı. O gözleri görmek için herşeyi kabullenirdim.
-"Buraya kadar..!"dedi Samara
-"Ne..?"dedim heyecanla
-"Önünüze dönün..! Hemen..!"diye bağırdı Samara ayağa kalkarak. Hiç kimse türkçe bilmiyordu ama önlerine dönmüşlerdi. Samara ise korkutucu derece sinirli görünüyordu. Yerine oturdu.
-"Waovv.."dedi Justin hayranlıkla
-"Gerçekten süperdin.."dedim gülümseyerek ve boktan işaretimizi yaptık.
-"Bu iş böyle yürümez.."dedi Samara
-"Ne işi..?"dedi Justin
-"Biblo ve sen.."dedi Samara
-"Haklısın. Planını söyle.."dedi Justin
-"Kendimizi okuldan attıracağız.."dedi Samara
-"Kesinlikle olmaz..!"dedim
-"O zaman okuldan kaydımızı sildirip yeni bir okula kaydettireceğiz.."dedi Samara
-"Ailelerimiz..?"dedim
-"Bu okulun Türk düşmanı olduğunu söyleyeceğiz..."dedi Samara
-"Mantıklı..."dedim
-"Mükemmel..."dedi Justin
-"Samara bir dakika konuşabilir miyiz..?"dedi Christopher.
-"Tamam Chris..."dedi Samara ve yürümeye başladılar. Justinle yalnız kalmıştık.
-"Özledim..."dedi Justin
-"Bende.."dedim
-"Sana şarkı yazdım.."dedi Justin
-"Gerçekten mi..?"dedim sevinçle
-"Evet klip çekmeyi düşünüyoruz.."dedi
-"Klipte oynamak istiyorum.."dedim
-"Olmaz kesinlikle olmaz..."dedi Justin
-"Neden..?!"dedim
-"Çünkü ben oynayacağım.."dedi Samara
-"Evet.."dedi Justin sırıtarak
-"Yaaa.!"dedim
-"Üzgünüm ama senin California'ya gelme nedenin Justindi benimkisi ise oyunculuk... Düşündüm de bir yerden başlamalıyım.."dedi Samara
-"Chris nerede..?"dedim
-"Gitti..."dedi Samara umursamaz bir şekilde
-"Nereye..?"dedim
-"Sanane..."diye karşılık verdi.
-"Tamam..."dedim
-"Aileni aradım. Kabul ettiler..."dedi Samara.
-"Yani..?"dedim
-"Birazdan müdüre yanımıza gelecek.."dedi
-"Hi Girls..! And Justin..."dedi Müdüre
-"Selam.."dedi Samara inadına
-"Hi..!"dedim sevimli bir şekilde. Müdüre bize herşeyi açıkladı. Yarın gidiyormuşuz. Ödemelerimiz yapılmış. Valizlerimizi hazırlamak için odalarımıza döndük. Justinde okul kaydını sildirmek için Müdürenin odasına gitti.
-"Ben Chris'in yanına gidiyorum.."dedi Samara
-"Tamam valizini hazırlarım sen git.."dedim. Valizleri hazırlayıp Samara'yı beklemeye başladım. Gözleri yaşlı bir şekilde geldi.
-"Bu da bitti.."dedi Samara. Ayağa kalkıp ona sarıldım.
-"Benim yüzümden..."dedim
-"Seninle ilgisi yok gerizekalı.."dedi Samara
-"Evet var.. Justini bu kadar sevmeseydim ve ingilizcem iyi olsaydı burada kalabilirdik.."dedim
-"Boşver..."dedi Samara.
-"Son kez cehennemde uyumalıyız..."dedim
-"Memnuniyetle.."dedi Samara ve uyuduk.

7 Ağustos 2011 Pazar

Ve Başardık..!


Sabah olduğunda Gina yatakhanedeydi. Üniformalarımızı giydik. Ve bahçeye çıktık. Hepimiz inanılmaz gözüküyorduk. Drew inanılmaz bir stilistti.! Herkes bize bakıyordu. Altımızda havalı bir şekilde yürümeye başladık ve birden müdüre karşımıza çıktı.
-"Come to my room.!!!"dedi seslice. Şaşırmıştık ve müdürenin odasının yolunu tuttuk. Samara eline kurallar kitabını aldı.
-"7. substance: Fitting accessories skirt is not prohibited " dedi ve eteğimize taktığımız aksesuarları gösterdik.
-"8. Article 3 said the rule would be one color shirt" diye sesini yükseltti Müdüre.
-"No.. Read again.."dedi Samara gülümseyerek
-"2. substance..!"
-"Taytlar düz renkte olmalıdır. Sorry Tights must be solor colors"dedi Samara ve taytlarımızı gösterdik. Müdüre susup kaldı. Samara onu yenmişti..! Çok havalı bir biçimde yemekhaneye gittik.
-"Biz kural çiğnemiyoruz... Hatta uyuyoruz.."dedi Samara bana dönerek.
-"Biliyorum.."dedim gülümseyerek
-"Very cool.."dedi Drew çok mutluydu.
-"Drew you are amazing..!"dedim ve ona sarıldım. O benim en yakın erkek arkadaşımdı.
-"Oww.. Amazing.."dedi Silvia. Hizmetli olmasına rağmen çok kafa dengiydi.
-"Thanks.."dedik Samara'yla. Ve günün sonunda Tilda bizi gördü ve çok sinirlendi. Biz ise çok mutluyduk herkes bize hayran kalmıştı. Yatakhaneye geri döndük. Samara uyuya kalmıştı ben ise Justini düşünüyordum.

Tasarım..!...!...!...!

Sabah dersler bittikten sonra bahçede buluştuk. Ve Gina müdüreden alışveri izni aldı. 1 saatimiz vardı. Hemen büyük ve ucuz mağazaların olduğu yere gittik. Herkes kıyafet deniyordu. Çok eğlenceliydi. Bir sürü şey almıştık ve rengarenk kumaşlar... Dondurma bile yemiştik...Drew erkek olmasına rağmen dikiş yapmaya bayılıyordu kalan yarım saatimiz için onların evine gittik. Ve formalarımızı ona emanet ettik. Ne yazık ki süremiz yetmemişti...! Oflaya puflaya okula döndük. Tilda bize çok kötü bakıyordu. Yatakhanedekiler ise bikini olayını unutmuşlardı.. Samara'yla yarını öyle çok merak ediyorduk ki... Umarım Drew yeteneklidir..'!

Yeni Arkadaşlar..!

Uyandığımızda herkes bize bakıyordu. Onlara aldırmayarak giyindik ve bahçeye çıktık.

-"Bu sefer bir planın var mı..?"dedim Samara'ya
-"Tabii ki.."dedi bana gülümseyerek ve Christopherların oturduğu masaya gittik
-"Oturabilir miyim..?"dedi Samara. Christopher türkçe biliyordu. Ve Samara çok şanslıydı. Keşke Justinde türkçe bilseydi veya keşke Justini görebilseydim...
-"Hmm.."dedi Christopher ve masada oturan diğer kişilere baktı. Onlar kafalarını salladırlar
-"Okey.."dedi zenci kız.
-"Hi.. My name's Biblo.."dedim ve herkesle el sıkıştım. Masada Christopher, Ahmed, Gina, Drew vardı. Ahmed farslı ve müslümandı, suskun ama iyi kalpli birisiydi. Gina zenci ve hafif kilolu bir kızdı. Drew aptal ve pısırıktı aynı zamanda inekti. Onu Justin itelediğinde görmüştüm. Çok güzel muhabbet ettik. Ve gerçek bir havuz partisi vermeye karar verdik hem de Ginalarda sadece altı kişi olarak... Okul bitiminde bikinilerimizi aldık. Ve müdüreden izin alması için Gina'yı gönderdik. Kabul etmişti çünkü Ginada zengindi. Evleri çok güzeldi ama Tilda'nın ki gibi abartılı değildi. Rahat hissetmiştim Samara havuz kenarında oturup Drewle konuşurken bende Christoher'ın yanına gittim
-"Hey..! Samara'yla konuşmalısın.."dedim gülümseyerek ve yanına oturdum
-"Onunla konuşurken kelimelerimi unutuyorum.."dedi Christopher
-"Ama buna gerek yok.."dedim gülerek
-"Olsun denemeye çalıştım ama her seferinde bir sorun çıkıyor.."dedi Christopher. Kahkaha atmaya başladım böyle çok şirin ve komik görünüyordu. Yanağından makas aldım ve
-"O da senden hoşlanıyor.."dedim
-"Ciddi misin..?"dedi heyecanla
-"Evet ..! Chris o kadar komiksin ki..!"dedim hala gülüyordum. Kurulandık ve Amerikan Tarihi çalışmaya başladık.
-"I dont like .."dedi Samara
-"Okey with me .."dedi Gina ve onu bir sandalye'ye oturtup başına toplandılar
-"Şimdi gözlerini kapat Samara... Ve en mutlu olduğun anı düşün.. Nerdesin..?" dedi Chris
-"Biblo ile birlikte her yerdeyiz..."dedi Samara. Gülümsemiştim. Biraz öyle durduktan sonra gözlerini açtı.
-"Kendini kötü hissetiğinde hep böyle yap.."dedi Chris gülümseyerek. Bana Justini hatırlatmıştı. Ve onu çok özlediğimi... Güneş batıyordu...
-"Teşekkür ederim Chris.."dedi Samara.
-"We have to be popular.."dedi Gina
-"How...?"dedim. Bu çok zordu.
-"I don't know.."dedi Gina
-"we should not be away from each other"dedi Drew.
-"Birbirimizden ayrılmamalıyız.."diye tercüme etti Samara.
-"Of course..!" dedim
-"Uniform..?"dedi Ahmed
-"Ouv.."dedi Samara
-"Hmm.. Yarın buluşalım" dedim aklımda muhteşem bir plan vardı. Ve Gina'nın şoförü bizi okula bıraktı. Sessizce yatakhanelere gittik. Herkes akşam yemeğindeydi ama biz yorgunluktan uyumuştuk.

Rezil Olmamız Eksikti..!

Uzun bir uykudan sonra bikinilerimizi giymeden önce tüm hazırlıkları yaptık. Herşeyi planımız da hazırdı. Parti kocaman bir gemide yapılıyordu. Ben çingene pembesi bir bikini giymiştim ve en sevdiğim küpelerimi takmıştım. Samara ise pembe beyaz çizgili bir bikini tercih etmişti. Çok güzel görünüyorduk. Elimize su topumuzu alarak taksiye bindik. Adam alışıktı herhalde...

-"California'da vapurda havuz partisi..!"dedim heyecanla taksiden inerken. Kocaman bir vapur vardı karşımızda. Çok uzundu. Bir bina kadardı.
-"Christopher mayoyla nasıldır acaba..?"dedi Samara kıkırdayarak
-"Fesat..!"dedim gülerek. Ve vapura bindik. Bizi kapıda türk bir adam bekliyordu.
-"Siz Biblo ve Samara olmalısınız. Beni bayan Tilda sizin için özel olarak tuttu. Lütfen beni izleyin."dedi Adam. Heyecanla onu izledik. Müzik sesi geliyordu. Hmm havuz partisinde jazz müzik çok garip. Birden perde açıldı. Gözüme ışık kaçmıştı. Sahnedeydik birden ayağım kabloya takıldı ve Samaranın kolunna yapıtım aynı anda yere kapaklandık. Ayağa kalkmamızla herkesin ciddi kıyafetler giydiğini gördük. Bize bakıyorlardı.
-"Girls.!!!"dedi Müdüre sinirle. Samara elime yapıştı ve herkesi iteleyerek odadan çıktık. Yatakhanede Samaraya sarıldım ve ağlamaya başladım.
-"Tilda'nın böyle bir hainlik yaptığına inanamıyorum."dedim
-"Ben biliyordum.."dedi ve uyuduk. Kimsenin gelişini görmek istemiyorduk..!

Olsun, Alıştık..!

Sabah uyandığımda Samara yanımda yatıyordu. Onu uyandırdım ve kalkıp sarıldık. Bugün okulun tatil günüydü. Dışarı çıkabileceğimiz 5 saate sahipdik. Normal kıyafetlerimizden birşeyler giyip dışarı çıktık. Tilda bahçede bizi bekliyordu. Barışmamıza sevindiğini falan söyledi. Ve bizi yarın yapılacak büyük partiye davet etti. Bu partiyi babası okul için yapmıştı...! İnanılmaz bir havuz partisi..! Kim hayır diyebilirdi ki..! California'da gideceğimiz ilk parti..! Samara'yla Justini görmek için süslendik ve dışarı çıkarken müdüre bizi çağırttı.! Bizim dışarı çıkmamız yasakmış..! Justin yüzünden..! Kahretsin... Günün yarısını ağlamakla geçirdik. Samara'ya kalsa kaçardık. Ama okuldan atılabilirmişiz ki bu sonsuza dek Türkiye'ye merhaba demek...


Okul boş olduğu için pijama partisi yaptık. Ve yarın giyeceğimiz bikinilerle aksesuarları seçtik. Çok heyecanlanmıştık. Samara'nın dahice bir planı vardı. Partideyken Justini arayacaktık ve bir saatliğine onunla gezecektik. Samara gerçekten bir dahiydi ama tüm planları çok tehlikeliydi. Onunla barışmamıza çok sevinmiştim. Yüzümüze maske yapıp uyuduk. Hemde sarılarak.!

Burada Sadece Bekliyorum.!!!

Uyandım ve Samara'ya pas vermeden giyindim. İlk ders Amerikan Tarih'iydi. Aman ne hoş..! Sınıfa girdiğimde Tilda'nın yanı boştu ve Samara daha gelmemişti. Tilda eliyle bana işaret yaptı ve karşılık veremeden yanına oturmak zorunda kaldım. Samara sınıfa gelip bizi gördüğünde yıkılmıştı. Tilda'ya baktım. Şeytanca gülümsüyordu. O an kalkıp Samara'ya sarılmak istedim. Ama Samara birden sinsileşti ve hızla yerine oturdu. Öğretmen sınıfa girdiğinde saçmalayıp duruyordu. Bir Türk olarak Amerikan Tarihi dersi dinlemek sıkıcıydı. Öğretmen bana döndü ve samimi bir şekilde birşeyler diyerek adımı söyledi. Tilda beni dürttü ve ayağa kalktım. Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Tilda'ya baktım sinsice gülümsüyordu. Samara olsa birşeyler söylerdi... Cevap veremedim ve yerime oturdum.
-"Senden Türkler ve Amerikanlar hakkında bir ödev istiyor.."dedi Samara arka sıradan sert bir sesle.
-"Haa.. Okey.."dedim kafamı sallayarak. Ders bitiminde baş ağrılarım artmıştı. Tilda da diğer kızlarla bahçeye inmişti. Samara'nın yanına giderken
-" Biblo..?"dedi bir oğlan sesi.
-"Justin..?"diyerek sevinçle arkamı döndüm
-"Yes.."dedi Justin. Evet bu Justindi ama bizim sınıfta ki yakışıklı Justin. Benim Justinim değil..!
-"Justin hi.."dedim gülümsemeye çalışarak
-"Hi swetty.."dedi Justin. Bu sözcüğün anlamı güzelim demekti.!
-"Wazzup..?"dedim sevinçle
-"I'm.. I'm..."diye kekelemeye başladı. Birşey olmuştu.
-"Justin.? Are you okay..?"dedim. Sinirle arkasında geçen çocuğu iteledi.
-"Hey..Relax.."dedim Justini ayırmaya çalışırken.
-"Okay.. Sorry.. Aaa.. "dedi ve cebinden bir kağıt çıkarttı.
-"No problem.."dedim gülümseyerek
-"Sen benimle dansa gelmek ister mi.?"dedi Justin. Çok şaşırmıştım.
-"Hey..! Tilda likes you..."dedim gülümseyerek
-"Oh.. Okay.."dedi somurtarak. Elimi sonra görüşürüz der gibi salladım ve uzaklaştım. Dersler her zaman ki gibi geçmişti ve Samara hiç benimle konuşmamıştı. Her fırsatta benden kaçıyordu. Tilda'da Justinle olanları duymuştu..! Yarın olmasın..!

Zengin Olmak Güzeldir...


Sabah olduğunda diğer kızlarla beraber giyinmek iğrençti. Yatakhanenin dışında bizi iki arkadaşıyla bekleyen Tilda'yı gördük. Kahverengi saçları omuzuna kadar lülelenmişti ve şık bir taçla süslendirilmişti. Hafif bir makyaj yapmıştı ve okul kıyafeti bizimkiyle aynı olsa bile daha kaliteliydi. Bahçeye doğru yürüdük. Hizmetlinin önünde durdu.
-"Hi Silvia..!"dedi selam vererek Tilda.
-"Good morning miss Parkens.."diye karşılık verdi asık bir suratla. Ne kadar iyi bir kızdı. Hizmetlilerle konuuyordu ve zengindi.

Dersler sıradan bir şekilde akıp gitti. Günün sonunda Tilda bizi o büyük arabasının beyazıyla aldı. Şoförü de çok asık suratlıydı. Kocaman limuzinde çok da rahat değildik. Evlerine gitmek için okuldan izin almıştık. Okul ise hemen vermişti. Tilda'nın babası okula o kadar çok bağış yapıyormuş ki okul onun sayılırmış. Evlerinin bahçesi çok ama çok büyüktü. Bir sürü bahçıvan vardı. Büyük malikanenin kapıları açıldı. Evin ortasında kocaman bir heykel vardı. Ve fazla fazla büyüktü. Hiçbir filmde bu kadar büyük görmemiştim.
-"OMG..! İt's Victorian House.."dedi Samara. Ve bahçeyi, ahırları, havuzları, helikopter pistini, tenis kortunu gezik. Hayran kalmıştık. Büyük bir günün sonunda şoförleri bizi okula bıraktı. Samara'yla tartışıp durduk. Onunla küsmekten nefret ediyordum. Neden Tilda'dan hoşlanmadığını anlıyamıyordum. Samara fazla kıskançtı..! Ve bu bazen canımı fazla sıkıyordu. Uyumak en iyisi..! Justin ne halde olduğumu görmüyorsun.! Kimlesin şu anda..? Başkası mı yoksa..?!

3 Ağustos 2011 Çarşamba

İlk Gün

Sabah Justinin getirdiği formaları giydik. Kravatları ve takım ceketleri vardı. Etekleri idare eder olsa bile nefret etmiştik.

-"Asla olmaz.!"dedik aynı anda.
-"Sorry Girls but.."dedi ve sustu.
-"Bu kaşındırıyor.. Babannemin kıyafetini tercih ederim"dedi ve ceketini çekmeye başladı Samara.
-"Hiç pembe yok.!"dedim itiraz edercesine.
-"Eziyet çekiyoruz.."dedi Samara
-"Ne tür bir okula gidiyoruz Justin..?"dedim ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Arabaya bindik. Okulun önünde ata binen öğrenciler vardı.
-"Okul öyle mi..?"dedim
-"Hapishaneye benziyor.."dedi Samara. Her ne kadar dıştan görünüşü çok kaliteli dursada ilgimizi çekmemişti.
-"California çok iyi okul burası.."dedi Justin
-"Belli oluyor"dedim
-"Geldik.. Mutlu ol..Benim için.."dedi Justin. Ona veda ettik bu çok zor olmuştu. Ve daha sınıfa girmeden müdür bizi çağırdı.
-"Hi.. Nice too meet you.."dedi ve el sıkıştık
-"Nice too meet you too."dedik aynı anda.
-"Welcome to Octavian Country Day. " diye başladı ve okul kurallarından söz etti. Bize bir roman kitabında 582 sayfalık Octavian Country Day Kuralları kitabı verdi. En küçük hatada disipline gönderilip atılacakmışız. Justinin arkadaşı olduğumuz hakkında konuşma yapmamız yasakmış. Bilmem ne bilmem ne..
-"Christopher Stilins please.."dedi Müdür. Ve çok yakışıklı bir çocuk geldi. Samara çocuğa vurulmuştu.
-"Come on.."dedi Christopher ve biz onunla müdürün odasından çıktık.
-"I'm Samara.."dedi Samara ve tanıştık.
-"Ben biliyor turkish.."dedi Christopher
-"İnanılmaz..!"dedi Samara. Çok sevinmişti.
-"Büyükbaba türk benim.. But he's die.."dedi Christopher
-"Auww. Sorry."dedi Samara
-"No problem..."dedi Christopher. Gülümsediler.
-"Good.."dedi Samara
-"Bu ilk ders.. Amerikan Tarih..Bende bu dersi alıyorum ama önce bilgisayar odaya gitmek. Al bunu Biblo.."dedi ve ders programını bana uzattı.
-"Teşekkürler.."dedim
-"Sınıfta görüşürüz Samara.."dedi ve arkasına bakmadan yürürken heyecandan bir oğlana çarptı. Güldüm.
-"Samara uyan artık.."dedim gülümseyerek ve sınıfa geçtik.
-"Bize yer bul bende öğretmenle konuşayım.."dedi Samara
-"Tamam.."dedim ve sıralara baktım. En önde diğer sıralardan farklı güzel bir sıra vardı oraya oturdum. Yanıma esmer bir kız geldi.
-"Sorry.. What are you doing here.?"dedi sinirle.
-"I... I'am..I'm Turkish."dedim heyecandan konuşamıyordum.
-"Go away.!"dedi kız sinirle
-"Orayı satın almış Biblo.. Kalk.."dedi Samara.
-"Greate..."dedim ve kalktım arkalardan bir yer buldum. Samrada yanıma oturdu.
-"Welcome.."dedi Tarih hocası.
-"Hi.!"dedi Samara
-"Oh.! You must be new students"dedi öğretmen
-"Yes.."dedim
-"Biblo and Samara... And you .."derken öğretmen bir çocuk sözünü kesip
-"Perfect.."dedi yakışıklı bir çocuk.Gülümsedik.
-"in Turkey.."dedi Öğretmen
-"Yes.."dedi Samara
-"Okay.. What do you think about the course Biblo..?"dedi öğretmen. Ama hiçbir şey anlamamıştım. Takıldım.
-"Sakin ol."diye fısıldadı Samara
-"America, England, Turkey, İtaly.."dedi Öğretmen
-"David Beckham's transfer..?"dedi Samara. Ve tüm sınıf gülmeye başladı.
-"No, not..we are talking about the American Revolution ..."dedi öğretmen
-"Sorry.."dedim
-"Okey,tell me who the Americans beat the British?"dedi öğretmen. Tabii biz anlamadık.
-"The great battle of our ancestors was to keep enemies away from the sea."dedi bize bağıran kız.
-"Very nice...."dedi öğretmen. Tenefüs zili çalmıştı.
-"Bu kıyafet kuralı yüzünden hepimiz hostes gibi görünüyoruz.."dedi Samara bahçeye çıkarken. Bahçe çok büyüktü ve kocaman beyaz sandalye ve masalar vardı. Herkes bizimle konuşmaya çalışıyordu.
-"Hi I'am Tilda.."dedi bize bağıran kız.
-"Hi.."dedik ve bizimle arkadaş olmaya çalıştı. Bizde kabul ettik. O sırada Samara'nın Christopher'ı geldi
-"Selam Samara oturabilir miyim..?"dedi Christopher
-"Tabii.."dedi Samara. Christopher gülümsedi ve sandalyeyi kendine doğru çekerken Tilda sandalyeyi tuttu.
-"Go away..!"diye bağırdı Tilda. Christopher gözü arkada yerine gitti.
-"Why..? Chris is very good."dedi Samara gülümseyerek.
-"And handsome... "diye devam etti Tilda. Samara kıskanmıştı.
-"Yes.."dedim kıkırdayarak ortamı yumuşatmaya çalışmıştım
-"If you want to be here permanently you must follow the rules.Example Let me give them a scholarship..! Iyyyk.!" dedi Tilda. Ben anlamamıştım
-"Burada kalıcı olmak istiyorsak kurallara uymalıymışız. Örneğin onlar bursluymuş ve burslulardan hoşlanmıyorlar."dedi Samara. Bu ne kadar aptalcaydı..?!
-"Opss.."dedim
-"Very bad ... "dedi Tilda gülümseyerek ve kalktı. O okulun en zengin, en popüler kızıydı. Bizde çantamızı alıp okulun yatakhanesine doğru yürümeye başladık.
-"Çok şanslıyız..."dedim Samaranın koluna girerken.
-"Öyle mi nedenmiş..?"dedi Samara
-"O okulun en zengin ve popüler kızı.."dedim
-"Bizim ise Justinimiz var.. Veee Chris'e öyle davranmasından hoşlanmadım."dedi Samara
-"Hadi ama bilirsin o kızlar hep öyle davranır.."dedim
-"Burslu olmak Türkiyede büyük başarı demek burada niye o kadar insafsızca..?"dedi Samara sinirli bir şekilde
-"Samara iyi ki bize iyi davrandı..! Okulda herkes ondan korkuyor.."dedim
-"Haklısın ama çok samimi olmayalım.."dedi Samara. Tilda gerçekten çok zengindi. Kendi uçağı bile vardı.
-"Please..?"dedi şoförü Tildanın çantasını kocaman son model arabaya koyarken. Biz ise yatakhanemize geri döndük. Üstüste yatıyorduk ve inatçı Samara üst katı kapmıştı. Yatakhaneden hoşlanmamıştım... Justini özlüyordum.